Adel Bashqawi
22 Nisan 2015 Çarşamba
Gelişigüzel İfadelerle, Açık Hoşnutsuzluk Mektubu
15 Nisan 2015 tarihinde bir Türk gazetesi olan Hürriyet Daily News’ta, Papa Francis’e yönelik “bir Türk yazar-gazeteci” ifadesi ile başlayan ve babası ile büyükbabasının da aynı zamanda Türk olduğunu fakat “büyük büyük babasının etnik ve dil olarak Türk olmadığını “Çerkes olduğunu” ayrıca ilave eden, bir açık mektup yayınlandı. (http://www.hurriyetdailynews.com/an-open-letter-to-pope-francis.aspx?PageID=238&NID=81052&NewsCatID=411).
Papa cenaplarının affına sığınarak, böylesine önemli bir konunun açıklanması tam olarak doğru ve düzgün bir şekilde hareket etmeyi gerektirmektedir. Bir Türk gazetesinde, Çerkes büyük felaketinden “soykırım” yerine “etnik temizlik” olarak bahsedilirken, Balkanlar ve orada gerçekleşen trajedilere değinilirken, “Ermeni Soykırımı” ndan bahseden bir makaleyi görmek şaşkınlık verici idi. Sadece hukukilik ve hakkaniyet adına, “soykırım” kelimesinin kısaltılmış anlamına refere etmek zor bir şey değildir ve 80 ayrı dilde bulunabilir (http://www.preventgenocide.org/genocide/languages.htm).
Mektubun, “yazar-gazeteci”nin kendi Türk kimliği konusunda ısrar etmek isteğine: “Belki kendi kendimi Türk olarak adlandırmakla başlamalıyım”, ya da kendi “büyük büyük babasının etnik ve dil olarak Türk olmadığı” tanımı üzerinde vurgu yapmak isteğine işaret edip etmediği önemli değildir, yazar gazetecinin kendi tercihidir, fakat yazar gazetecinin bu (Çerkes) ulusu kendi anavatanında kendi kimliğine sahip olma temel hakkından mahrum bırakacak, soykırım yüzünden kendi temel haklarından vazgeçecek şekilde bir ulusu temsil etmesi, akla uygun değildir,
Bununla birlikte Çerkeslerin temel endişesi , gerçekleri tam olarak açıklayan meşruluktur. Rus-Çerkes Savaşı’nın 101 yılda (1763-1864 yılları arasında) sonuçlandığını bilerek, “Bugün hala olduğu gibi daima fütühata hevesli Rus İmparatorluğu’nun ,19. Yüzyılın sonlarında Kafkasya’yı işgal etmesi” ni ifade etmek kısmen doğrudur; Çerkeslerin vatanının kolonyal Rus işgali süresince diğer Çerkeslerin katlandığı gibi ezaya katlanan Çerkes “büyük büyük babası” ile ilgili olan yazar-gazeteci kişiden beklenmeyen şey ise, önem bağlamında Savaşın, yok etme, öldürme, işgal, etnik temizlik ve geride kalan Çerkeslerin % 90’ının Osmanlı İmparatorluğu’na sürgün edilmesinin yanı sıra Çerkes nüfusunun yarısının soykırıma tabi tutulması ile sonuçlanması şeklinde işaret edilmesi gereken gerçekleri gözardı etmesidir.
Çerkes Soykırımı’nın, Rusya Federasyonu’nun bir parçası olan Çerkes Cumhuriyetleri tarafından tanınmasından ve Çerkes Cumhuriyetlerinin Rusya Devleti’nden tarihsel gerçeklere dayalı olarak Çerkes Soykırımı’nı tanımasını talep etmesinden bahsetmek daha iyi olabilirdi. Gürcistan Parlamentosu tarafından Çerkes Soykırımı resmi olarak tanındığı zaman, Gürcistan Parlamentosu’na sunulan “Çerkes Soykırımı-Sorunun Tarihçesi,Olayların Kronolojik Kayıtları,Bilimsel Sonuç” başlıklı raporda bunlar ele alınmıştı (http://justicefornorthcaucasus.info/?p=1251673262).
Buna ilaveten, Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşayan Ermeniler Çerkeslere karşı anlamlı bir iyiniyet gösterisinde bulundular. Şubat 2014’te Amerika Birleşik Devletleri Ermeni Toplulukları, “kurum ve dernekler bir araya gelerek”, şunları deklere ettiler; “1. 1861-1864 yılları arasında Çerkesleri sürgün ederek ve yok ederek Kafkasya’da demografik durumun tamamen değişmesi ile sonuçlanan Rusya Devleti’nin Politikalarının kınanması ve 21 Mayısın Çerkes Soykırımı günü olarak kabul edilmesi,2.Ermenistan Cumhuriyeti Yönetim Birimlerinin, Yukarı Karabağ Cumhuriyeti’nin ve dünya çapındaki bütün Ermeni Organizasyonlarının beyanımızı imzalaması ve buna katılması çağrısı” (http://justicefornorthcaucasus.info/?p=1251674700).
Buna göre, Çerkeslerin gasp edilmiş haklarının yeniden ihyasına dönük Çerkes kazanımlarının ışığı altında ve bunun ardından ehemmiyeti olmayan muarız makalenin Hürriyet Daily News’ta yayınlanması üzerine, objektif olarak Çerkes durumunun gerçeklerinden bahsetme ihtiyacını açıklayan,aşağıdaki mektup ilgili “yazar-gazeteci” ye gönderilmiştir.
——
Sayın Mustafa Akyol,
Ben de bir Çerkes’im, “Papa Francis’e Açık Bir Mektup” başlığını taşıyan mektubunuzu gördüğüm zaman, ilk bakışta, “gazeteci-yazar” olan yoldaşımız bir Çerkesin, benim ve diğer Çerkeslerin adına, Çerkes Ulusu’nun katlanmak zorunda bırakıldığı mezalimden bahsettiğinizi düşünmüştüm.
Fakat müteessir bir vaziyette size bildirmem gerekir ki, hayal kırıklığına uğradım ve şoka girdiğimi hissettim,çünkü mektup bütün gerçekleri ve Çerkes vaziyeti hakkındaki hakiki bilgiyi yansıtma konusunda aniden yerinde kalakalmıştı.
Bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde, “Çerkes Soykırımı”ndan bahsedilmemişti fakat böylesine önemli bir konu böylesine gayrıciddi bir şekilde ele alınmamalıydı.
Çerkeslere uygulanan mezalim konusunda, belirli vakıalara ilişkin tanımlamaların ve içindeki bilgilerin devamlı bir şekilde değiştiği bir kaynağı refere ettiğinizi görmek beni şaşırttı. Bir kaç yıl once, Wikipedia, Çerkes Soykırımı hakkında bilgiler yayınladı, fakat daha sonar bu bilgiler kayboldu ve soykırım terimi yerine “Etnik Temizlik” terimi zuhur etti.
Bir Türk gazetesinde, “Çerkes Soykırımı” terimini kullanamamanızı anlayışla karşılayacaktım, fakat daha sonra “Ermeni Soykırımı” teriminin kullanılmasına nasıl izin verilebildi ve üstelik aynı Türk gazetesi Hürriyet’te.
Çerkesler Rus liderlere, Rus Devlet Duması’na ve Avrupa Parlamentosu’na, unutulmuş bir ulusa dikkat çekmek için yaklaştı. Çerkeslerin Gürcülere yaklaşımı, Çerkes aktivistlerin Rus ve Gürcü arşivlerinde mevcut belge ve vakılara dayalı olarak Gürcistan Parlamentosu’na Çerkes Soykırımı’nın tanıması için gönderdikleri mektubun “Çerkes Sorunu” ile ilgili konferansın yapılmasına sebebiyet vermesi ve 20 Mayıs 2011’de Çerkes Soykırımı’nın tanınması ile sonuçlandı. Karadeniz kıyısındaki Anaklia’da, soykırıma uğrayan Çerkeslerin anısına bir Soykırım Anıtı inşa edildi.
Fin siyaset tarihçisi ve araştırmacısı Antero Leitzinger, “Global Politician” da Çerkes Soykırımı başlığı ile yayınlanan bir makalesinde, “Çarlık Rusyası tarafından 1800’lerde Çerkes Ulusu’na karşı işlenen soykırımın , 19. Yüzyılın en büyük soykırımı” olduğunu söyledi (http://justicefornorthcaucasus.info/?p=1251669974). Herkes Yahudi Holokost’unu bilirken ve çoğunluk Ermeni Soykırımı’nı işitmişken, Çerkes Soykırımı sonraki zamanlarda neredeyse tamamen unutuldu. “Soykırımların Sovyet Rusyası sonrasından günümüze kadar devam eden, ayrıca ve seçici olarak araştırılması yerine, 1856 ve 1956 yılları arasında geniş bir pencereden, Müslüman ve Hristiyanların her ikisini de etkileyen genel soykırım eğilimini konuşmak zorundayız” diye yazmıştı Antero Leitzinger. Bu makale “Turkistan News” te yayınlanmıştı.
Aşağıdaki linkler Çerkes Soykırımı’nı belgeye dayalı olarak ıspatlayan referansları göstermektedir:
Walter Richmond – Evidence of Circassian Genocide from Archives *
the Northwest Caucasus: Past, present, future *
http://www.amazon.com/The-Northwest-Caucasus-present-Central/dp/0415693217
The Circassian Genocide (Genocide, Political Violence, Human Rights) by Walter Richmond *
http://www.amazon.com/Circassian-Genocide-Political-Violence-Rights/dp/0813560675/ref=pd_bxgy_b_img_y
Let Our Fame Be Great: Journeys Among the Defiant People of the Caucasus by Oliver Bullough *
http://www.amazon.com/Let-Our-Fame-Be-Great/dp/0465021840/ref=pd_sim_b_3?ie=UTF8&refRID=1D88EFMF8F0MKESEK9FM
The Nart Tales of the Circassians by Amjad Jaimoukha *
http://iccs.synthasite.com/nart-epos.php
Mektubumun amacı, günceli vurgulamak ve tasdik etmektir, hedeflediğim hususun, benzer konularda gördüldüğü üzere, Çerkesler hakkındaki bilginin yayılmasını sağlamak olduğunu anladığınızı ümit ederim.
Saygılarımla.
Adel Bashqawi
http://justicefornorthcaucasus.info/?p=1251674789