Dağıstan dillerinin izinde...

Lüdmila Magomedova

1991’de Rusya’da 1807-1 nolu “Rusya Federasyonu halkları dilleri” federal kanunu kabul edildi. Şu anda federasyonun her bir cumhuriyetinin kendi bölgesel diller kanunu var, Dağıstan hariç. Dağıstan’da kanun hala kabul edilmedi.


Resmi olarak (RF Hükümetinin 24 Mart 2000 tarihli listesine göre) Rusya’da 47 etnik grup yaşıyor. Dağıstan tek başına bunlardan 32’sini (14’ü yazı diline sahip, 18’i değil) barındırıyor. Milliyetler meselesinin zorluğu da buradan kaynaklanıyor. Az nüfuslu halklara resmi statü verilmesi ile ilgili düşünce ilk defa geçen yıl Dağıstan Cumhuriyeti Devlet Başkanı Ramazan Abdulatipov tarafından, Rusya Bilimler Akademisi Dağıstan Bilimsel Merkezi toplantısında ifade edildi. Devlet başkanı “Dillerin korunması, devletle uzlaşma sağlanmasına bağlı bir mesele değil. Devlet zaten talebi karşılamaya hazır. Asıl sorun okul, aile ve öğrenci arasındaki uzlaşma. Acaba gerçekten anadili öğrenmek ve öğretmek istiyorlar mı?” dedi. Anadiller ile ilgili kanun dışında bir de program gerekli olduğunu belirtti.

Geçenlerde Dagestanskaya Pravda’da Dağıstan Milli Politika Bakanı Tatyana Gamaley’in bu program hakkındaki sözleri yer aldı: “Ramazan Abdulatipov’un inisiyatifi ile hükümetin ‘Dağıstan Cumhuriyetinde Rusça ve anadillerin eğitimi ile ilgili ek önlemler’ kararı hazırlandı”. Kasım 2014’de Dağıstan Halkları Dilleri Eğitimi programı (2014-2017) kabul edildi”.

Ve kanun hakkında tek kelime yok... Daha sonra ortaya çıktı ki, konuyla ilgili çalışmalar bu programla kısıtlı. Kanun tasarısının hazırlanması girişimleri de oldu, ancak nedense yetkililerden hiç biri ondan söz etmiyor. Tabi ki bunun sebepleri de var...


Kanunun açmazları

Ne olursa olsun, kanun tasarısı dışarı sızdı ve tartışmalara neden oldu. Çernovik de belgeye erişmeyi başardı. Hemen söyleyelim, yukarıda bahsi geçen 1807-1 nolu federal kanun ile neredeyse aynı. Ancak, Dağıstan’ın çok milletli yapısını göz önünde bulunduran kanun tasarısı hazırlayıcıları bazı değişiklikler yapmak durumunda kaldı ve bunlar etnik çekişmelerin nedeni oldu. Belgede 28 etnik grup belirlendi: Avar, Agul, Azeri, Andi, Arçin, Ahvah, Bagvalin, Bejtin, Botlih, Çamalin, Çeçen, Ginuh, Godoberin, Gunzib, Dargin, Didoy (Tsez), Tat, Karatin, Kumuk, Lak, Lezgi, Nogay, Rus, Rutul, Tabasaran, Tindin, Hvarşin, Tsahur.

Sorun şu ki milletvekilleri halka, etnik grup farklılıklarının neden böyle bir düzenleme ile belirlendiğini ve 4 dilin (32 yerine 28) nereye gittiğini izah etmediler. Bu listeye girmeyen diğer az nüfuslu halkların temsilcileri, anayasal haklarının ihlal edildiğini düşündüler. “Halklar Arası Gerginlik İçin Karalama” adlı makalenin yazarı Ramazan Alpaut şöyle yakınıyor: “Kanun tasarısında, Dağıstan Cumhuriyeti Anayasasında olduğu gibi, hangi dillerin korunan diller listesinde olduğu net olarak belirlenmedi. Belgenin kendisinde ve izahatında, bazı diller yok, örneğin Kaytag ve Kubaçi dilleri”.

Haklı görünüyor. Rusya mevzuatında, bir etnik grubun hangi özelliklerle müstakil bir kimlik teşkil ettiğine dair açıklama yok. 30 Nisan 1999 tarihli, 82 nolu “az nüfuslu yerli halkların haklarının garantisi” federal kanununda etnik grup, bağımsız dil birimi ile karakterize ediliyor: “Atalarının geleneksel yerleşim alanlarında yaşayan, geleneksel yaşam şeklini, önemli el sanatları ve ekonomisini koruyan... en az 50 bin kişi ve kendini bağımsız etnik topluluk olarak kabul edenler”. Dağıstan’da hemen hemen her dil ve hatta lehçe (diyalekt) böyle bir tanımın içinde yer alır. Dargin, Avar veya Lezgi adlandırmasını bırakıp her ilçe kendisini ayrı bir etnik grup olarak ilan edebilir. Ama tüm bunlarla birlikte Dağıstan’da devletin gerçekten koruması gereken diller var. Konunun anlaşılması konusunda Rusya Bilimler Akademisi Dağıstan Bilimler Merkezi Dil, Edebiyat ve Sanat Enstitüsü Müdürü Magomed Magomedov bize yardımcı oldu.


Lehçe mi, dil mi?

Kanun tasarısı listesine neden 32 değil de 28 etnik grup yer aldı?

Aslında çok basit. Listeye 4 dil girmedi: Budoh, Hinaluh, Krız ve Udin dilleri. Çünkü onlar bugünkü Dağıstan sınırları dışında, Azerbaycan’da kalıyor.

Ayırıcı kriterler var mı, örneğin Kubaçi dilini Akuşi dilinden ayıran nedir? Yüzdelik oranı ile ne kadar farklılar?

Yüzdeye vuracak olursak Dargin dil grubundaki dilleri konuşanlar yüzde 30 ve üzeri oranlarda birbirini anlıyor. Dargin dillerinin hepsini bu gruba dahil etmeye dayanak olan eski kelimeler var. Kubaçi diline yazı dili statüsü verilirse, bu dilde kim yazacak? 90’lı yılların başında Tsahur ve Rutul yazı dili oluşturuldu, ne değişti? Bu dillerde eğitim gereçleri yok. Dağıstan Devlet Üniversitesinde öğrenci bulunmadığı için fakülte Rus-Dağıstan bölümüne çevrildi. Statüsü düştü. Lezgice, Kumukça, Tabasaranca ve Lakça’nın birer öğrencisi var ve bütün sınıf bundan ibaret. Düşünebiliyor musunuz? Nasıl eğitim verilecek? Peki Agullar, Rutullar nerede?

Kanun tasarısı listesine neden Ando-Tsezler girdi? Onlar Avar grubuna dahil değil mi?

Bunlar bilim adamları tarafından ayrı dil olarak kabul ediliyor. Bir çokları lehçe (diyalekt) ve dil kavramlarını karıştırıyor. Bunlar ayrı diller, ama Avar-Ando-Tsez grubuna dahiller.

Kanunun onaylanmasından sonra devlet yazı dili olmayan dillere nasıl bir destek garanti ediyor?

Okullarda seçmeli dersler açmayı, anadillerde kitaplar yayınlanmasını öneriyoruz. Gerçi enstitümüz halihazırda yazısı olmayan (18’dil arasından) 13 dilin sözlüğünü yayınladı. Ama, bu kanunun çıkarılması için, kitapların yayınını da garanti eden “dillerin gelişimi ve korunması” programının da olması gerekiyor.


Siyasetin gölgesi

Ahvahlar-Aşvado gazetesinin yayın yönetmeni Maksud Haciyev, mevcut durumun yönetimin işine geldiğine inanıyor. Haciyev “Çünkü onlar ‘devletin temeli milyonluk Avar milleti’ ‘mitolojisini’ savunuyor” diyor.

Gerçi kanunun kabul edilmesi siyasi anlamda hiç bir teselli vaat etmiyor. Belge tasarısında yeni bölgesel-idari değişim hakkında tek bir satır yok.

Magomed Magomedov’un görüşüne göre, kendi etnik grubunu ‘büyük halklar’ içinde görme eğilimi bütün halkın değil belirli kişilerin isteği. Rusya Bilimler Akademisi Dağıstan Bilimler Merkezi Dil, Edebiyat ve Sanat Enstitüsü anket sonuçlarına göre, halkın yaklaşık yüzde 80’i büyük halkların (Avar, Dargin vs.) içinde kalmayı kabul ediyorlar. Magomedov “Bazı siyasi aktörler bu konuyu kariyer hedeflerine ulaşmak için kullanıyor” dedi.


Kanun olmayacak...

Artık az çok bu meselenin neden bu kadar uzadığı belli oluyor. Kendinden öncekilerin gündeme getirmeye korktukları konuyu, kanun hakkında konuşarak gün yüzüne çıkaran Ramazan Abdulatipov tam anlamıyla kendini çıkmaza soktu. Muhtemelen yönetim böylesi –ayrılıkçı fikirlere kadar giden- etnik gruplar arası anlaşmazlık beklemiyordu. Ve feleğin sillesini yememek için projeyi dondurmaya karar verdiler. Dağıstan Devlet başkanının danışmanı Denga Halidov’dan bu kanun kabul edilecek mi diye sorduğumuzda, yanıt biraz şaşırttı. Anlaşılan o ki, tasarı ne hükümet ne de parlamento cenahında görüşülüyor. Bu daha çok bilim adamlarını ilgilendirmişti. Başkanlık Sarayında ise başka bir belge var: “Rus dili ve kültürü ile Dağıstan halkları dillerinin gelişimi” programı taslağı. Bu aslında alternatif bir belge. Halidov çıkış yolu olarak etnik grupların sistemli hale konulmasını önerdi ve Andiylerin durumunu örnek gösterdi: “Andiylerin az sayılı grupları var, dilleri birbirinden farklı bir kaç köy. Bunlar Andiyler ve Gagatlinler. Andiy dilini konuşan nüfusun büyük bölümünü oluşturuyorlar. Yaklaşık olarak tüm Andiy dilleri konuşan nüfusun yüzde 60’ını. Edebiyat dili olarak bu iki etnik grubun konuştuğu dili almak lazım”.

Kaynak: Çernovik
Çeviri: Ajans Kafkas