Kaberdey-Balkar Yöneticisi, Tek Alfabe İçin Bütün Çerkeslere Çağrıda Bulunuyor

Kaberdey-Balkar Yöneticisi Yuri Kokov (Kaynak:Vestnik Kavkaza)

Kuzey Kafkasya’daki Çerkes topraklarında, Moskova’nın Çerkes hareketinin yönetimini ele almak ve onu içten yok etmek stratejisinin, denenmiş -ve- doğru olduğu gözükmektedir. Bunu yapmak için Moskova, yönetici Yuri Kokov gibi belirli resmi figürlere, Çerkes milletinin yeniden doğuşu hakkında cüretkar vaatlerde bulunması için para ve güç bahşetmektedir. Aynı zamanda, bağımsız sivil aktivistlerin kuyusu kazılmakta, ortadan kaldırılmakta ya da kendi davaları aleyhine çalışmaları için taraf değiştirmeleri sağlanmaktadır. 

Valery Dzutsati, 11 Ekim 2016

Uluslararası Çerkes Birliği’nin geçenlerde düzenlenen bir konferansında, Kaberdey-Balkar yöneticisi Yuri Kokov, bütün Çerkesler için yeknesak bir alfabe yaratılmasını önerdi. Bu düşünce yeni olmamasına rağmen Rusya Federasyonu’ndaki Çerkes cumuriyetlerinden birinin siyasi liderinin bunu desteklemek için meydana çıkması, ilk kez gerçekleşen bir olay olarak kayda değer. Çerkes aktivistler, Sovyetler Birliği’nin 1991 yılındaki çöküşünden bu yana birçok kez konuya parmak bastılar. Bu durum, Çerkeslerin çok sayıda taksimatlarının bulunması sebebiyle, Çerkesler için özellikle günceldir (Kavkazskaya Politika, 23 Eylül)

Kuzey Kafkasya’da Çerkesler, Kaberdey-Balkar,Karaçay-Çerkesya, Adigey ve Krasnodar bölgesi olmak üzere dört ana bölgeye taksim edilmiştir. Çerkes nüfusunun büyük bir kısmı Kuzey Kafkasya’daki vatanları dışında, çoğunlukla Türkiye’de mukimdirler. Böylelikle yeknesak bir iletişim ortamı yaratılması, bu bölünmüş halkın koordinasyonunda büyük bir vasıta olacaktır. Rusya dışındaki bir çok Çerkes aktivist Çerkes dili için Latin Alfabesi’nin benimsenmesinden yana tutum takınmıştır. 

Bazı Çerkesler, Arap, Latin ve Kiril Alfabelerinden önceki antik Çerkes alfabesine dönülmesini dahi önermişlerdir. Kuzey Kafkasya’daki bütün Çerkesler Kiril temelli alfabeler kullanıyor olsalar bile, bu alfabeler birbirinin aynısı değildir. Buna ilaveten dört bölgedeki Çerkesler, bazen yekdiğerini anlamakta kendilerine güçlük yaratan farklı diyalektler ile konuşmaktadırlar (Onkavkaz.com, 16 Haziran 2015).

Kaberdey-Balkar yöneticisi bütün Çerkesler için sadece Kiril alfabesi temelli aynı alfabeyi önermiyor, aynı zamanda Çerkeslerin kendi yönetimlerinde ve ülkeler arası sınırlarda henüz sahip olmadıkları ortak bir yazın dili yaratılmasını da öneriyor. Çerkes aktivist Asker Sokht’a göre, ortak bir alfabe tasarımı nispeten kolay bir görev; tanınmış dilbilim profesörü Muhadin Kumakhov zaten benzer bir iş için vakıf kurdu. 

Diğer yandan, otoriteler, bütün Çerkesler için ortak bir edebiyat dili uygulanmasına karar verir iseler, zorlu bir mücadele ile yüzleşecekler diyor Sokht. Aynı zamanda Sokht Adigey’den geldiğinden bu yana, bütün Çerkesler için Adige dialektinin “Çerkes Yazın Dili” haline dönüşmesinin savunuculuğunu yapmaktadır (Kavkazskaya Politika, 23 Eylül). Fakat bununla birlikte ortaya çıkan sorun, Kuzey Kafkasya’daki Çerkeslerin çoğunluğunun şu anda, Kaberdey dialektinin konuşulduğu Kaberdey-Balkar’da mukim olmalarıdır. Neden Çerkesler bu nedenle Kaberdey diyalektini “ortak edebiyat dili” olarak kabul etmiyorlar? Bu da bir sorundur, çünkü diasporadaki Çerkeslerin çoğu, Kaberdey dialektinden başka, diğer dialektleri konuşmaktadırlar. 

19. yüzyılda Rus İmparatorluğunun bütün Çerkes kabilelerini hedef almış olmasına rağmen, Karadeniz kıyısı ve çevresinde yaşayan Şapsığlar gibi kabilelere özellikle ağır bir şekilde darbe indirilmiştir. Rus Çarları, Karadeniz kıyı bölgesinin “istenmeyen halkı”nı tamamen temizlemek istediler, deniz ile bağlantısı olmayan bölgeler ise Moskova için bir parça daha az stratejik öneme sahip idi. Bu yüzden, tarihi Çerkesya’nın Karadeniz kıyılarından olan Çerkesler, Kaberdey-Balkar’ın mevcut olduğu Kuzey Kafkasya’nın ortalarında bulunan Çerkesya’nın iç bölgelerinden olan Çerkeslerden, şu anda daha fazla sayıda diasporada  bulunabilir. 

Kaberdey-Balkar şu anda, fiili olarak en fazla Çerkesin bulunduğu yerdir ve bu en üst pozisyonunu garanti altına almaya çalışmaktadır. Bu cumhuriyette yarım milyon Çerkes yaşamaktadır ki bu sayı Karaçay-Çerkesya’da mukim olduğu tahmin edilen 60.000 Çerkesten ve Adigey’de bulunan 100.000’ün üzerindeki Çerkesten daha fazladır. Krasnodar bölgesindeki Çerkes sayısı ihmal edilebilecek kadar az olup 4.000 civarındadır. Kokov’un beyanatını takiben, Kaberdey-Balkar Devlet Üniversitesi, üniversitede eğitim alacak diasporadan öğrencilere, Çerkes Dili’ni zorunlu müfredatın içerisine dahil eden bir duyuru yapmıştır(Kbrria.ru, October 7) .

Neden Kabardey-Balkar yönetimi aniden Çerkes dili hakkında endişelenmeye başlamıştır ? Bunun kısmi olarak bir sebebi, yönetimin sönükleşmekte olan ününü iyileştirme stratejisinde tezahür etmektedir. Kokov’un ortak Çerkes alfabesi hakkında duyuru yaptığı mezkur Uluslararası Çerkes Birliği, bir çok bağımsız Çerkes aktivist tarafından belirgin bir şekilde Moskova yanlısı eğilimi nedeniyle, şiddetle eleştirilmiştir. Şimdi ise Kokov, Uluslararası Çerkes Birliği platformunu kullanarak, bu organizasyonun, vatandaki ve yurt dışındaki Çerkesler arasındaki itibarını yeniden kazanması için yardım etmeye çalışmaktadır. 

Dil insiyatifinden başka, Kaberdey-Balkar yönetimi, Eylül ayında, Çerkes Günü (Den Dyga) kutlamasını önermiştir ,söylenenlere göre, Çerkes diasporasının ve cumhuriyetteki İslamcıların etkisini baltalamak için Çerkes Günü icat edilmiştir (Onkavkaz.com, 21 Eylül). 

Her daim gerçekleştiği üzere, Kaberdey-Balkar bürokrasisinin peşine düştüğü çeşitli projeler için Moskova’nın desteği, ve fakat bağımsız Çerkes aktivistler üzerinde de etkili bir baskı, sessiz bir şekilde sağlandı. Böylelikle, yakın zaman önce, Karaçay-Çerkesya’daki  Çerkes organizasyonunun yöneticisi  ve otoritelere karşı dobra sözlerle eleştiride bulunan muhalif Muhamed Çerkesov’un yerine, daha uysal olan Ali Aslanov getirildi. Daha evvel, Adam Bogus gibi çok aktif Çerkes liderler de Adigey’deki pozisyonlarından istifa etmeye zorlanmışlardı (Natpressru.info, October 9).
   
Kuzey Kafkasya’daki Çerkes topraklarında, Moskova’nın Çerkes hareketinin yönetimini ele almak ve onu içten yok etmek stratejisinin, denenmiş -ve- doğru olduğu gözükmektedir. Bunu yapmak için Moskova, yönetici Yuri Kokov gibi belirli resmi figürlere, Çerkes milletinin yeniden doğuşu hakkında cüretkar vaatlerde bulunması için para ve güç bahşetmektedir. Aynı zamanda, bağımsız sivil aktivistlerin kuyusu kazılmakta, ortadan kaldırılmakta ya da kendi davaları aleyhine çalışmaları için taraf değiştirmeleri sağlanmaktadır. 

Resmi olmayan ve az-çok bağımsız olan Çerkes organizasyonları, rutin bir şekilde devletten gelen baskıya maruz bırakılmakta ve otoritelere ve kendi kukla organizasyonlarına karşı gündemlerini kaybetmelerinin ardından ortadan kaldırılmaktadırlar. Geride kalanlar ise, verdikleri sözleri sulandırarak nihayetinde bu sözleri unutan, sadece Moskova’nın resmi organlarıdır. 

Söz konusu strateji, Kuzey Kafkasya’da Moskova için son derece iyi bir şekilde işlemektedir, ve bunun tekrar ve tekrar işlememesi için herhangi bir neden yoktur. Buna ilaveten, kendi rolleri için ek fonlar temin eden ve nispeten düşük bedellerle bağımsız Çerkes aktivistlerden kendi kendilerini temizleme kabiliyeti kazanan bölgesel otoriteler ve Moskova bakımından durum kazan-kazan vaziyetidir. 

Kaberdey-Balkar otoritelerinin apansız aktiviteleri ve Moskova’nın bu aktivitelerin paralarını ödemesi, Moskova’nın Çerkes problemini tamamen ciddiye aldığının ve Çerkesleri bastırmaya ve yanıltmaya gönüllü bölgesel aktörleri finanse etmek için hazırlandığının göstergesidir. 

Kaynak: https://jamestown.org/program/governor-kabardino-balkaria-calls-unified-alphabet-circassians/

Çeviri: Dr. Karden Murat Yıldırım