Çoğunluğu Etnik Rus Olan Krasnodar’daki Çerkesler, Bölgenin Yerli Halkı Olarak Tanınmayı Talep Ediyor


Valery Dzutsati, 20 Eylül 2016

Rusya’nın Krasnodar bölgesinden Çerkes aktivist Ramazan Khun, change.org web sitesine sıradışı bir çevirmiçi dilekçe sundu. Dilekçe, Rusya Devleti’ne, Vladimir Putin’e, ve Krasnodar kray idaresine, güneybatı Rusya’daki bir bölgede mukim Çerkeslere yerli halk olmaktan kaynaklanan hakların tanınması için çağrıda bulunmaktadır. 

Dilekçe şöyle söylemektedir: “Krasnodar Bölgesi’nde çoğu şehirler ve nehirler Çerkesçe adlara sahiptirler. Yüzyıllardan bu yana Çerkesler bu topraklarda yaşamaktadırlar: Krasnodar Yönetimi, halkımı hala bölgenin yerli halkı olarak tanımamıştır. Bu durum, atalarımızın tarihi ve halkım için çok büyük bir anlama sahiptir. Bu gerçeğin tanınması dışında başka bir şeye ihtiyacımız yoktur. Eğer bu isteğimiz gerçekleşirse, halkım, tarihin bir sayfasını memnuniyetle çevirecek ve daha da ileri gidecektir. Halkım, kendi ülkesini (Rusya’yı) sevmekte ve bu ülkenin onurunu, spor ve askeri alanlarda müdafaa etmektedir. Böylelikle bizim büyük ülkemiz, benim nakis bırakılmış halkımla hemhal olacak ve bu gerçeği tanıyacaktır,çünkü adalet galip gelmelidir !” (Change.org, erişim tarihi:20 Eylül 2016)

Krasnodar şu anda etnik Rusların çoğunlukta olduğu, 5.5 milyon nüfusu olan ve 29.000 km2  yüzölçümüne sahip, Güney Rusya’da bir bölgedir. Etnik Çerkesler bugün Krasnodar nüfusunun % 0,5’ini teşkil etmektedir. Fakat 19. Yüzyıl başlayıncaya dek Çerkesler, modern Krasnodar bölgesinin tamamını ve Karadeniz sahillerinin etkili kontrolünü ellerinde tutuyorlardı. Rus birliklerinin ilerlemesi yüzünden Çerkesler dağlara çekildi. Nihayetinde, Çerkeslerin ezici çoğunluğu vatanlarını terk etmek ve Osmanlı İmparatorluğu’na gitmek zorunda kaldı. O tarihlerdeki Çerkes nüfusunun, tahminlere göre % 90’ı ya açlıktan, ya hastalıktan öldü ya da Rusya Devleti tarafından yabancı ülkelere sürüldü (http://www.natpressru.info/index.php?newsid=5907 10 Temmuz 2010).   

Moskova, 19. yüzyılda, Rus Devleti’nin Karadeniz sahillerini Çerkes nüfusundan arındırdığını kabul etmedi. Çerkes aktivistler çok yoğun bir şekilde, Çerkes “soykırımı” nı tanıması için geçtiğimiz yıllarda Moskova’ya başvuruda bulundular, fakat  başvuruda bulunanlara, Rusya tarafından sadece bir alındı bildirimi gelmesiyle çok az bir şey başarmış oldular. Çerkes aktivistler, özellikle Krasnodar Bölgesi otoritelerinin, bu bölgenin yerli halkı olma taleplerini kasıtlı bir şekilde görmezden geldiklerini söylemektedirler. Çerkes aktivistlerin taleplerinin reddedilmesindeki temel sebebin, “Çerkeslerin milliyetçi kartı oynamaları” olduğu  resmi anlatılarda ifade edilmektedir. 

Krasnodar Bölgesi Çerkes Yaşlılar Konseyi Başkanı Ruslan Gvashev : “Onlar bizden korkuyorlar, Onların niçin bizden korktuklarını anlamıyorum. Bizler Çerkes olarak varlığımızı devam ettirirken eşit haklara sahip yurttaşlar olmak istiyoruz. Krasnodar Bölgesi Kanunlarına dahil edilmemizi istiyoruz” dedi. Gvashev’e göre Krasnodar otoritelerinin çok sayıda lideri, Çerkesleri bölgenin yerli halkı olarak tanıma sözü verdi, fakat bu sözler hiç bir şekilde gerçekleştirilmedi. Buna ilaveten bölgesel tarih ile ilgili ders kitapları bile Çerkesleri, bu bölgenin yerli halkı olarak görmezden gelmektedir. Krasnodar Bölgesi’nden bir çok kişi, Çerkesleri gayrıresmi şekilde bölgenin yerli halkı olarak tanırken, devlet politikasının, Çerkesleri kasıtlı bir şekilde bölge tarihinden hariç tutma tasarımı şeklinde zuhur etmesi bir çelişkidir (http://onkavkaz.com/news/1241-adygi-kubani-uzhe-25-let-ne-mogut-dobitsja-ot-vlastei-priznanija-ih-korennym-narodom-kraja.html ,14 Eylül 2016).
  
Görünüşe göre, bölgesel yetkililer ve Moskova’daki Rus otoriteleri, Çerkeslerin bölgenin yerli halkı olarak tanınmasının, Çerkes “Soykırımı”nın tanınması iddialarının meşruiyetini arttıracağından korkmaktadırlar. Böyle bir durum, aynı zamanda gerek Moskova’nın gerek Krasnodar otoritelerinin kaçınmak istedikleri, Krasnodar Kray ile Kuzey Kafkasya’nın etnik cumhuriyetleri arasında yakın bir bağlantıya işaret edecektir. Fakat Çerkeslerin yerli halk olmaktan kaynaklanan haklarının reddedilmesi de aynı zamanda Çerkesleri kızgınlığa sevk edecektir. Şu anda, Krasnodar otoriteleri, Krasnodar’daki tarihleri 19. yüzyılda başlamasına rağmen, Kazakların bölgenin “yerli halkı” olduğu ve daha önceki her şeyin “unutulduğu” numarası yapmaktadırlar.    

Şimdiye kadar Çerkes aktivistler, Moskova’dan taleplerinin daha çok karşılık görmesi konusunda, geniş ölçüde başarısız oldular, fakat Çerkeslerin kendi farkındalıklarının çok daha iyi bir noktaya taşınmasını kesinlikle başardılar. Vladimir Putin bizatihi, diğer sakıncalı gerçekler de dahil olmak üzere Çerkesleri, Çerkesler hakkında her şeyi ve onların Rusya İmparatorluğu’na karşı mücadelelerini mutlak ve uygun bir şekilde “unutan”,“yeknesaklaştırılmış tarih dersi kitapları” için baskı yapmaktadır (https://slon.ru/posts/51089,5 Mayıs 2015). Fakat Çerkes Halkı’nın ulusal bilincinin yükselmesi sebebiyle, tarihin yeniden yazılması için benzer girişimlerin bu grup içerisinde yer bulması, artan bir şekilde ihtimal dışı kalmaktadır.
    
Çerkesler için önemli ve onların iftihar edecekleri tarihi olayların üzerinin, Sovyet ve Rus otoritleri tarafından daha önceleri dikkatli bir şekilde örtülmüş olmasına rağmen, modern Çerkesler kendi tarihlerini  yavaş yavaş keşfetmektedirler. Bu bağlamda, Çerkes aktivistler geçenlerde, Rus İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu arasında 18 Eylül 1839 tarihinde imzalanan Belgrad Anlaşması’nın 6. maddesine  dikkat çekmişlerdir.  Anlaşmadaki bu maddeye göre, o zamanlardaki Çerkes ülkesinin bağımsızlığını kazanmış olması gerektiği, zira Çerkes ülkesinin,anlaşma gereği resmi olarak, Osmanlılar ya da Ruslara karşı herhangi bir sorumluluktan azade tutulduğunu ileri sürmüşlerdir (https://www.facebook.com/photo.php?fbid=1224592867603388&set=a.162594483803237.42507.100001580582352&type=3&theater ,18 Eylül 2016).

Günümüz Çerkes hareketinin dinamikleri ve Rus devletinin buna karşı tepkisi, Moskova’daki otoritelerin, Çerkeslerin pasifliği tarafından yatıştırılamayacağını  göstermektedir. Bu etnik azınlık, kollektif hareketin ve aktivizmin, Moskova karşısında pazarlık pozisyonunun iyileştirilmesine ihtiyacı olduğunu çok iyi bir şekilde öğrenmiştir. Şu anda Çerkesler, Rus Devleti’nden güce dayalı herhangi bir karşılığa maruz kalmaksızın, tarihsel hafıza kaybının reddi için baskı yaratmak amacıyla, kendi aktivitelerinin kalibre ayarlarını evirmektedirler.Ancak, büyüyen sükut-u hayalin,  bu ilişkiyi nihayetinde denge dışı bir alana sürükleyip sürüklemeyeceğini zaman gösterecek.  

Kaynak:http://www.jamestown.org/single/?tx_ttnews%5Btt_news%5D=45781&tx_ttnews%5BbackPid%5D=7&cHash=8beb7a1236397740cdd3d09b1a5b8412#.V-a4mPCLTIU