Uluslararası Çerkes Birliği’nin Yanlış Yoluna Karşı İtiraz

Heyetin ikinci ricası (Rusya’ya ve Rusya’nın politikalarına karşı çıkılmaması) Rus diplomatik temsilcilikleri önünde gösterilerden kaçınılması(Soçi Olimpiyatları’na karşı yapılan gösteriler örnek olarak belirtilmiştir) ve yabancı ülkelere Çerkes Soykırımı’nın tanınması başvurularının yapılmaması gibi rezil talepler nedeniyle görüşmeleri farklı bir seviyeye taşıyan konuları içermekteydi.

UÇB’nin (Uluslar arası Çerkes Birliği) önderleri geçen günlerde dünya turunda idiler. Tam olarak uygun bir şekilde söylemek icap ederse, bu kurumun bazı “önderleri” denmesi daha isabetlidir. (http://circassiatimesturkish.blogspot.com/2015/08/dunya-cerkes-birligi-baskan-s-hauti.html)

Peki amaç ne idi ve bu adamlar  hangi mesajı taşıyorlardı ?

Öncelikle, her ne kadar delegasyona, kurumun şu andaki başkanı liderlik ediyor olsa da, yakın zamanda gerçekleşen bölünme yüzünden, bu delegasyonu UÇB’nin (Uluslar arası Çerkes Birliği) bir temsilcisi olarak görmemiz mümkün değildir. Filhakika, Adigey ve Çerkesya dernek bileşenleri, derin görüş ayrılıkları ve dahi alternatif bir sivil toplum organizasyonu oluşturma tehdidinde bulunmaları nedeniyle bu tura katılmadılar. UÇB’nin (Uluslararası Çerkes Birliği) Başkanı’na  (Khauti Sokhrokov), Kabardino Xase bileşeni başkanı Muhammed Hafitze ve Çerkesya’nın Batı kanadını “temsil etmesi” amacıyla tercih edilmiş olan tanınmış yazar Meşbaşe İshak eşlik etmişti

Hafitze’nin heyete dahil edilmesi, Meşbaşe ile kıyaslandığında sürpriz değildi ve gözükmektedir ki bu vaziyet sebebiyle yazarın olumlu şöhreti zarara uğratılmıştır.

Niçin ?  Söz konusu heyet tarafından verilen mesajların niteliği ve daha sonra Çerkeslerin bu mesajlara karşı geri bildirimi bunun sebebidir.

Heyetin, Türkiye, Ürdün ve İsrail’deki toplantılarında üç ana konu tartışılmıştır:

1. Sizinle olan ilişkileri sıkılaştırmak arzusundayız (siz dedikleri Çerkes Diasporası)

2. Sizden (Çerkes Diasporası’ndan), Rusya’ya ve Rusya’nın politikalarına karşı çıkmamanızı talep ediyoruz

3. Bu Eylül ayında (Nalçik’te gerçekleşecek olan) yapılacak birlik seçimine katılmanızı ve desteğinizi rica ediyoruz.

Bütün dünyada, neredeyse Çerkeslerin tamamının gözünde, UÇB (Uluslar arası Çerkes Birliği), Çerkes çıkarlarının temsilcisi olma meşruiyetini çoktan kaybetmiş bir organizasyon olmasına rağmen,  bu heyet, Adige Xabze  buyruklarına uygun bir şekilde karşılanmış ve ağırlanmıştır. Buna rağmen, bilinmektedir ki  resmi karşılamanın ardından toplantılar heyetin ve bu heyetin amaçlarının lehinde gerçekleşmemiştir:

1. Üçlüye temel olarak, “şimdiye kadar nerede oldukları” sorulmuştur. Hiç kimse sizi Diaspora ile yakın ilişkiler tesis etme konusunda engellememiştir; aksine UÇB’nden
(Uluslar     arası Çerkes Birliği) Diaspora’nın beklentisi bunu olağan bir şekilde yapması idi.

2. Heyetin ikinci ricası (Rusya’ya ve Rusya’nın politikalarına karşı çıkılmaması) Rus diplomatik temsilcilikleri önünde gösterilerden kaçınılması(Soçi Olimpiyatları’na karşı yapılan          gösteriler örnek olarak belirtilmiştir) ve yabancı ülkelere Çerkes Soykırımı’nın tanınması başvurularının yapılmaması gibi rezil talepler nedeniyle görüşmeleri farklı bir seviyeye          taşıyan  konuları içermekteydi. Heyetin bu türden ricalarını kabul edecek birisi olmadığı için bu konu hakkında söylenecek bir şey de yoktur

3. Görünüşe göre en fazla katılım konusunda mutabık kalındı fakat destek açıklamaları yoktu (aslında bundan çok uzaktı)

Suriye Çerkesleri konusu gündeme geldiği vakit, heyet buna genel olarak değindi ve verilecek herhangi iyi bir cevapları olmadığını bildikleri için tartışmayı diğer konulara doğru yeniden kıvırdılar.

Tepkilere bakıldığında (http://justicefornorthcaucasus.info/?p=1251676216) şu söylenebilir ki, Çerkes aleminin çoğu UÇB’nin (Uluslararası Çerkes Birliği) çizdiği rotaya karşıdır, çünkü son on yıldan daha fazla bir süredir UÇB’nin takip ettiği yol Çerkes Ulusu’nun faydasına değil, aksine zararınadır.

Gerçekte Çerkes Ulusu’nun varlığının devamını sağlamak amacıyla, hedef Çerkesya’ya yönelmelidir, bunun anlamı şudur: İlk adım, şeksiz ve şüphesiz Çerkes Soykırımı’nın tanınmasıdır ve bunu kendi kaderini tayin hakkı-self determinasyon hakkı izlemelidir ( Çerkesya’da özgür bir ulus olarak var olma kararı).

UÇB’nin (Uluslararası Çerkes Birliği) çoğu seçimleri (ilk yıllar hariç) böyle bir yolda hiçbir zaman “ilerlememiştir” ve sonuçlar neredeyse emir ile belirlenmiştir (son on yılda kurumun yapısı yüzünden bu bir sürpriz değildir), bu sebeplerin ışığı altında bu turun motivasyonu açık değildir. Bu aksiyon, Rusya tarafından gelecekte planlanan belirli bir “adımın” hazırlığı babından, UÇB’ni (Uluslar arası Çerkes Birliği) Çerkeslerin temsilcisi olarak sunmak/güçlendirmek (UÇB muhtemelen böyle bir açıklama yapacaktır) amacıyla mı icra edilmiştir yoksa bu hareket Rusya devletinden adalet ve dünyadan tanıma talep eden, “sayıları kontrol altına alınamayacak kadar çok” olan Çerkesler üzerinde güç ve denetim kazanmak için mi zuhur etmiştir ?    

Kesin olan bir şey vardır ki, bu durum, aşağıdaki iki şeyden birini yaparak, UÇB’nin gerçek temsilcileri olmadığını göstermek için  Çerkes davası ve tüm Çerkesler (Adigey ve Çerkesya Xase bileşenlerinin işbirliği yapmadığı rapor edildiği üzere) lehinde bir fırsat yaratmıştır. (http://www.natpressru.info/index.php?newsid=9800)

Seçimleri boykot etmek ve xaselerin hazır bulunmayacaklarını bildirmeleri ya da seçimlere katılmak ancak halihazırdaki yönetime karşı ve fakat gerçek Çerkes hedefine önderlik edecek, Çerkeslerin Çerkesya’daki meşru haklarının restorasyonunda başı çekecek ve ulusun varlığını garanti altına alacak kişiler lehine oy kullanmak.
 
Kaynak: http://www.radioadiga.com/ClosedIndex/artikkk.php?ind=4394
   
Çeviri: Karden Murat
   
Cherkessia.net, 01 Eylül 2015