Tarih Kuzey Kafkasya ile Rusya Arasındaki Uçurumu Genişletiyor

A.A. Kozlov’un bir Rus kalesinde Çerkes katliamını tasvir eden yağlı boya çalışması.

Kuzey Kafkasya’nın işgale uğradığı sabit olmasına rağmen Rusya hükümeti tarihi yeniden yazmak niyetinde. 





30 Mart 2015, Valery Dzutsev

Kuzy Kafkasya’da tarih kitapları üzerinden bir mücadele başlıyor. Stavropol kentinde 20 Mart günü ekonomi ve eğitim konularının ele alındığı ve Kuzey Kafkasya Federal Bölgesi başlarının katıldığı toplantıda Moskova’nın bölgedeki temsilcisi “tarihi çarpıttıkları” için Kuzey Kafkasya üniversitelerine hücum etti (Stav.kp.ru, 20 Mart).

Kuzey Kafkasya Federal Bölgesi başkan yardımcısı Mikhail Vedernikov bölgedeki yüksek öğrenim kurumlarına ateş püskürdü. Rus yetkililer bilhassa Çerkeslere öfkeliydi. Vedernikov Kabardey-Balkar’daki bazı sınav sorularını örnek gösterdi. Sorularda “askeri-Kazak kolonizasyonu”, “Çerkeslere yönelik sömürgeci politikalar” “Çerkes soykırımı”, “Kabardey’de sömürgeciliğe karşı savaş” gibi ifadeler geçiyordu. Sergei Melikov Vedernikov’un sözünü keserek dinlediği şeylerden “tiksindiğini” söyledi. Vedernikov Kremlin Güvenlik Konseyi’nin tarih kitaplarını incelemek için özel bir komisyon kuracağını açıklarken yeni basılacak kitapların da denetleneceğini söyledi (Kavkazskaya Politika, 26 Mart).

Ne var ki Moskova’nın temsilcisini “tiksindiren” ifadeler –“Çerkes soykırımı” dışında- akademik camiada kabul görüyor. Soykırım da tarihi değil, hukuki bir terim. Rus ordularının 19. yüzyılda Çerkes güçlerini yenmesini izleyen birkaç ay içinde yerli halk katledilerek topraklarına Rus askeri personeli ve Kazaklar iskan edildi. İskan ve sürgün politikası Kuzey Kafkasya’nın her yerinde uygulandı. Kuzey Osetya’da bile Ruslar Osetleri düzlüğe indirdiler. Çerkesler ve diğer Kuzey Kafkasyalı halklarla savaşırken yeni bir cephenin açılmasını istemiyorlardı. Ne var ki bu geçici bir tedbir değildi. Ruslar Kuzey Kafkasya’ya tamamen hakim olduktan sonra dar yerleşimlere sıkıştırdıkları Osetler’in topraklarını Kazaklar ve etnik Ruslar’ın iskanına açtılar (Batradz Berozov, Osetler’in Dağlardan Ovalara İskanı/Pereselenie Osetin S Gor Na Ploskost, Orjonikidze 1980).

Halklar hiyerarşisinin en alt basamağında istenmeyen düşman ecnebiler, bir üstünde dost ecnebiler, en tepede etnik Ruslar vardı. Rus hukukuna göre 1917 devrimine kadar etnik Ruslar ve Kuzey Kafkasyalılar farklı sosyal statülere sahipti. Ekim Devrimi bu statüleri tasfiye etti.

Kolonyal dönemde Kuzey Kafkasyalılar Rusya Çarı’nın tebaası olmakla birlikte hukuken ecnebi (tuzemtsy) statüsüne sahiplerdi.

Kuzey Kafkasya’nın işgale uğradığı sabit olmasına rağmen Rusya hükümeti tarihi yeniden yazmak niyetinde. Rus-Kafkas Savaşı terimi yerine sanki Kafkasyalılar birbirleriyle veya bilinmeyen bir dış güçle savaşmışlar gibi “Kafkas Savaşı” ifadesi kullanılıyor.

Vedernikov’un bir başka önerisi Kuzey Kafkasya’daki müzelerde teşhir edilen materyalin incelenmesiydi. Etnografi müzeleri Ruslar gelmeden önce yerel halkın nasıl yaşadığını gösteriyor. Bunu yaparken Rus resmi görüşüyle uyum içinde geçmişi yüceltiyor veya bölgedeki Rus varlığını alçaltıyor. Vedernikov kazara devletin bir kusuruna işaret ediyor. Özel İslami kurumların sayısı çoğalırken resmi eğitim kurumlarındaki pozisyonların boş kalmasından yakınıyor (Kavkazskaya Politika, 26 Mart). Bundan çıkarılacak ders öğrenci adaylarının İslami eğitim veren resmi kurumların müfredatını itici bulduğu ve devletten özerk oldukları için özel kuruluşları tercih ettiğidir.

Rus yetkililerin Kuzey Kafkasya tarihini yeniden yazma kararlılığı hem Kuzey Kafkasyalılar hem etnik Ruslar açısından ters tepkilere yol açacak. İşte anıtlar meselesi. İki taraf da kendi kahramanları için anıtlar dikiyor. Moskova –zor da olsa- Kuzey Kafkasyalıları anıt dikmemeye zorlayabilir ama aynı şeyi Ruslara yapamaz. Etnik Ruslar Aleksey Yermolov gibi Çar generallerini yüceltirken Dağıstanlılar İmam Şamil gibi 19. yüzyıl direniş liderlerini öne çıkarıyorlar.

Rusya İmparatorluğu’nun tarihsel mirası üzerine anlaşmazlık etnik Ruslarla Kuzey Kafkasyalıları karşı karşıya getiriyor. 2014 başında Kuzey Osetya makamları Rus-Çerkes Savaşı’nda Çerkeslere karşı savaşmış bir Rus askeri için anıt dikilmesini kabul etmediler. Kuzey Osetyalı tarihçi Ruslan Bzarov 1917 devriminden sonra “Rusya halkının kendini öz ve üvey evlat olarak ayırmayan ortak bir anayurda kavuştuğunu” ileri sürdü (Topwar.ru, 30 Ocak 2014). Ne var ki mevcut hükümet Çar rejiminin etnik Ruslara daha yüksek toplumsal statü tanıyan ırkçı politikalarına arka çıkıyor.

Çeviri : Dr. Ömer Aytek Kurmel 

Cherkessia.net, 2 Nisan 2015