Çerkes sivil toplum adamı Aslan Beşto, 1944 Çeçen sürgünü sırasında yaşanan Haybah katliamı hakkında Çerkesçe bir ağıt ortaya çıkardı.
Aslan Beşto, 700’ün üzerinde yaşlı, kadın ve çocuğun bir ahıra kapatılıp canlı canlı yakıldığı katliamla ilgili Çerkesçe ağıt hakkında Facebook’ta şunları yazdı:
“Çerkes folklorunda Çeçen köyü Haybah’ta gerçekleştirilen katliamla ilgili bir ağıt yer alıyor. Şarkıyı Nauruz Roza (Dışekova) ile 2006’da kaydettik. Kabardey’in soylu ailelerinden Nauruzların büyük kısmı 1934-1937 yılları arasında öldürüldü. Geri kalanı ya sürüldü veya kaçak yaşadı.
Çerkeslerin bazıları bir şekilde Çeçenya’da yaşıyordu. Ülkedeki ilk savaşa kadar orada yaşadılar. Assinovaskaya, Sernovodskaya, Samaşki. Bu Çeçen yerleşim yerlerinde çok sayıda insanımız da yaşadı.
Çerkesler Haybah’taki katliamdan, bu köyde yaşayan Guago Ozırmes aracılığıyla haberdar oldu. Bu kişinin akıbeti hakkında maalesef bir şey bilinmiyor.
Şarkının orijinali Nauruz Roza ile kaydettiğimizden daha uzun. Roza, şarkıda terkedilmiş bir evde doğum yapan bir kadının yeni doğan bebeğinin ağlamamasının anlatıldığı bir bölüm daha olduğunu ancak sözleri hatırlayamadığını belirtmişti.
O yıllarda Çeçenya’da yaşayan bir çok kişiye sorduk, ancak büyüklerin Haybah hakkında bir ağıt söylediklerini ifade etmekle birlikte kimse ağıt şarkının sözlerini hatırlayamadı.
Nauruz Roza sayesinde bugüne aktarılan Haybah (Habah) ağıtının sözleri:
Habah ağıtı
Jılemestin üzerimize ateş getiriyor
Zavallı Habah’ın üzerinde kara dumanlar yükseliyor,
Günahsız çocukların lanetini, kötülük yapanlara
Yüce Allah versin
Oy, oy mahvolduk,
Oy, oy yok olduk...
Zavallı Anzorıko gözyaşı kan yıldız,
Yıldızı kayan zavallılar zikirsiz kaldı,
Suçsuzların ahına karşılık, kötülük yapanlar
Allah size yol vermesin,
Oy, oy mahvolduk,
Oy, oy yok olduk...
Kurşa ormanında dualar okunuyor,
Hanesi yok olanlar Habahtır,
Dünyadaki iyi insanların ağıtını, kötülük yapan sizlere
Allah ulaştırsın,
Oy, oy mahvolduk,
Oy, oy yok olduk...
Jılemestin: Baskılardan zarar gören Çerkesler Çekist ve NKVD ajanlarını böyle adlandırıyordu.
Habah: Haybah’ın Çerkesçesi. Bu adlandırmayı sadece sürgünlerinin ardından Çeçenler arasında yaşayan Çerkesler biliyor.
Anzorıko: Erkek ismi. Görülen o ki Haybah’ta yaşayanlardan biri.
Kurşa: Orman ismi. Metinden anlaşıldığına göre kutsal kabul ediliyordu.
Kendimden de şunu ekleyebilirim: Babam hala, 1944’de Dıgulıbgoy (o zamanki adı Kızburun-3) köyünde cadde boyunca askeri araçlar içinde komuta bekleyen askerlerin görüntüsünü hatırlıyor... Yaradan korudu, emir gelmedi. 3 gün sonra askerler toparlanıp gitti. Çerkesler evlerinde kaldı...
Bu insanlık dışı vahşetin kurbanı olan bütün halklar için duyduğum üzüntüyü ifade etmek istiyorum”.