… Kağıdın üzerine bir bayrak çizilmişti. Selehur Mıhammet, bayrak üzerine aynı büyüklükte çizilmiş olan on iki yıldızı saydı. Dokuz yıldız yan yana dizilerek yay çizmişti. Üç yıldız da yan yana, yayın içinde bulunuyordu. Yıldızların ve üç okun dizilişi bunu çizmiş olanın düşünerek çizdiğini gösteriyordu.
"Bu ne?" dedi Selehur Mıhammet konuyu anlamışsa da anlamamazlıktan geldi.
"Bayrak!" gözlerinden ışık yayılıyordu, birazda yaptığı şeyden çekiniyor gibiydi. Zanıkho Seferbi aceleyle çizdiği bayrağın ne anlama geldiğini açıklamaya başladı: "Çerkes birliğinin bayrağı...Görüyor musun on iki boyu birer yıldızla gösterdim. Boylar arasında büyük, küçük ayrımı yapmadım. Hepsi de aynı büyüklükte. Oklar çok uğraştırdı beni. Kılıç, tüfek, tabanca falan düşündüm önce. Bugün savaş içerisindeyiz ama bu simgeler hem barışı hem de atalarımızı hatırlatıyor. Ne söyleyeceksin Mıhammet?"
"Her şeyi düşünmüşsün efendimiz! Çerkeslerin durumunu anlattın, her şeyi enine boyuna düşünmüşsün." Dedi Mıhammet
"Bayrak zemininin nasıl olacağını sormuyorsun Mıhammet?"
Hemen Seferbi kendisi yanıtladı kendi sorusunu
"Yeşil olacak. Müslüman'ız ama Müslümanlıkla ilgili hilal de olmak üzere hiçbir belirtisi olmayacak. Yeşil ipek üzerine on iki yıldız ve üç ok ALTIN sim ile işlenecek.” …
Meşbaş'e İshak “Taşdeğirmen” adlı romanında Çerkes Bayrağı’nın doğuşunu böyle anlatıyor olsa da bugün Çerkes bayrağının ortaya çıkış tarihi ile ilgili kesin olarak bir şey söylenemiyor. Fakat bilinen bir şey var ki; o da 1830’lu yıllarada Çerkes halkının vatan savunması ve özgürlük mücadelesi verdiği bir dönemde Türkiye’de yaşan bir Çerkes hanım tarafından dikildiği. Çerkes bayrağının tasarımının ise Çerkes dostu olarak anılan David Urquart veya Meşbaş'e İshak’ın romanında da değindiği gibi, Zanıkho Seferbi tarafından yapıldığı düşünülmekte. Bayrağın ilk diken Çerkes hanım ve bayrağı tasarlayanın ismi net olarak bilinmese de bilinen bir gerçek var ki; bu bayrak yeni bir umudun eseriydi. Yıllarca bir birinden kopuk özgürlük mücadelesi vermiş olan Çerkes halkının, bir olma ve bir bayrak altında özgür bir devlet olması umuduydu bu…
O günden bugüne 12 yıldızlı üç oklu Çerkes bayrağı savaş meydanlarımıza, mutlu ve yas günlerimize hep şahitlik etti ve Çerkes halkının umudunun, mutluluğunun, hüznünün ve ulusumuzun tarihini yeniden hatırlamızın bir ifadesi-simgesi oldu.
Çerkesleri tamamen tarihe gömmek isteyenler, halkımızın simgesi olan bayrağımızı yasaklıyarak Çerkes halkına unutturulmak istediler, fakat bunu başaramadılar… 80’li yıllarda tekrardan vatan topraklarında dalgalanmaya başlayan bayrağımız, daha sonraları 90’lı yıllar da Adıge Özerek Cumhuriyeti’nin resmi devlet bayrağı oldu… 2010 yılı Mart ayında ise Adıge Cumhuriyeti Adıge Xase toplantısında 25 Nisan Çerkes bayrağı günü olarak kabul edildi. O günden itibaren 25 Nisan Bayrak günü Çerkesya topraklarında ve diasprada yaşayan Çerkesler tarafından her yıl geleneksel olarak, geçen yılından itibaren ise resmi bayram günü olarak kutlanmaya başlandı.
12 Yıldızlı 3 oklu Çerkes bayrağı, bugün sadece Adıge Cumhuriyeti’nin resmi bayrağı olarak bilinse de o tüm dünyada yaşayan Çerkesleri temsil etmektedir ve Çerkes Halkının ve Çerkesya umudunun bir simgesi olarak sonsuza kadar Çerkes halkıyla birlikte var olup dalgalanmaya devam edecektir…
Bayrağımızın bir gün tekrar Oşhamafe’de özgürce dalgalanması arzusuyla, halkımızın 25 Nisan Çerkes bayrağı gününü kutluyoruz!
ÇYKM