Sovyet Adıgey’de yayınlanmış olan bu kirli makalenin amacı, belki olayları manipule etmek, veya gerçekleri dillendirmek veya daha başka şeylerde olabilirdi. Fakat bir gerçek vardı, o da bu yazıyı yazan kişinin adı Amir Dışekov olarak belirtilmişti. http://xn----7sbbfifdf3bzb6adm6k7bg.xn--p1ai/index.php/bezopasnost/6073-po-kovrovoj-dorozhke-vrazhdy?_utl_t=fb
Ancak anlaşılan o ki bu yazının içeriği gibi kendisi de bir kurgudan ibaret. Aynı Rus matruşkası gibi, bu isim altında aradığınız zaman alttan bir başkası onun altından ise başka biri çıkıyor.
Yüzeysel olarak bakıldığında baştan sona iftiraları içeren bu yazının yazarının isminden bu kişinin Adıge birisi olduğu izlenimi verilmeye çalışılıyor. Burada vermek istedikleri; ‘’gördüğünüz gibi Adıgelerde bunları biliyor, demek ki Çerkeslerin Soykırıma uğratıldığı kavramı kurgusal bir yalan’’ mesajı empoze edilmeye çalışılıyor.
Ancak bize neyi ne kadar empoze etmeye çalışırlarsa çalışsınlar, bu yazıyı yazan kişinin Adıge olmadığı apaçık ortada. Dahası bu yazıyı okuyan kim olursa olsun, yazıyı yazan kişinin konulara ne kadar uzak olduğu hemen anlaşılıyor. O yüzden bunu yazan kişi Rus ise bile kesinlikle Güney Rusya’dan değil.
Yazısına bakıldığında, deyimsel ifadelerinde anonim olarak bilinen tepkilerde buralardan olmadığı açıkca belli oluyor.
Tabi ki ileride gelinecek noktayı kafamızda canlandıracak olursak, illaki açılacak olan Adnan Khuade’ye hakaret davasında, bu gazete söz konusu yazarın gerçek kimliğini açıklamak zorunda kalacaktır. Ancak şundan eminiz, bu açıklanacak kişinin de muhakkak Çerkes birisinin olması şimdiden düşünülmüştür bile. O zaman bu yazının sahibi olarak gösterilecek kişinin, bu yazının gerçek sahibi olmadığının da kanıtlanması gerekecektir muhakkak. Bu tabiki kolay değil. Belki bunu ispat etmek için bir çok kanıta belki bir dilsel ekspertize bile ihtiyaç duyulacaktır.
Ancak bu gün için kesin olan şey bu yazıyı yazan gerçek kişinin ulaşılamayacak bir kişi olduğudur. Ulaşılabilecek bir gerçek var oda tabi ki gazete. Ancak gazetenin de bu durumda korumasız bırakılabileceğini tahmin etmiyorum.
Akla ilk gelen sorular; bu olayı kim ne için organize ediyor ve bu olayın kime ne faydasının olduğudur elbette.
Toplumda halkının çıkarları için yaptığı çalışmaları dışarıdan satın alınmış faaliyetler olarak göstermek kimin çıkarınadır peki?
Bunları düşünürsek tahmin etmemizde sanırım daha kolaylaşıyor. Hatta bu konuda daha önce Natpress’de yazmıştık, Adnan Khuade’nin mağazasının kontrolü vakasında Khuade bu olayla ilgili ifade verdiğinde kendisine soruları soran kişi sonuçta bir FSB çalışanıdır.
Bu ifade tutanakları da sonuçta Moskova’ya gönderilmiştir. Mağazada meydana gelen olaya bakınca, görevli olarak gelen kişilerin içinde FSB çalışanlarının da olduğunu biliyoruz. Bu olayın gelişiminde bildiğiniz gibi Khuade, Kızı ve çalışanı mahkeme tarafından cezaya çarptırılmış, bir üst mahkeme ise bu cezaları bozmuştu ve bu bilgilerde sonuç olarak Moskova’ya gönderilecektir.
Gelinen bu noktada, olayın kontrolü bu yazılan yazının ve yazarının da adresinin her yönüyle Moskova’da olduğu apaçık ortada gözüküyor.
Tabi ki Adnan Khuade Çerkes dünyasında tanınan ve iyi bilinen birisidir. Ve halkı içinde birçok faaliyetlere katılmaktadır. Ancak bu kadar kurgusal düzeyde karalayacak kadar önemde bir kişi de değildir. Sonuçta Adnan Khuade gibi kişiler halkımız içinde çok şükür az değildir.
Diğer taraftan bu yazılanlar ve anlatılanlar gerçek ise, halk karşıtı olanların da durumunun pek de iyi gözükmediği ise olayın başka bir yönüdür.
Haber-Yorum: Aslan Şazzo, Natpress Genel Yayın Yönetmeni
Çeviri : Кушу Ф.
Cherkessia.net, 5 Şubat 2015