Türkiye Çerkes soykırımını tanısın


Kafkas Vakfı Kurucular Kurulu Başkanı Mehdi Nüzhet Çetinbaş, Putin'e ve Rus emperyalist hedeflere dikkat çekti. Çetinbaş, "Sıcak denizlerde yer arayan Rusya, Suriye’de Esad rejimine can simidi gibi sarılmaktadır" dedi.

Çetinbaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Rusların güneye inişlerinin İvan’ın tahta çıkmasıyla başladığını ve bu amaca yönelik başlatılan savaşın 4 asır sürdüğünü anlattı. 

1864'te Çerkezlerin Soçi'de savaşı kaybetmesiyle 2 milyon Çerkezin ülkelerinden sürüldüğünü, 500 bin Çerkezin sürgün sırasında hayatını kaybettiğini kaydeden Çetinbaş, şunları kaydetti:

"Böylesine büyük bir soykırım tarih kitaplarında yer almadı. Ruslar yaptıkları zulümlerin hesabını vermedikleri için soykırımlara devam etti. Çarlığın mirasını devralan Sovyet Rusya da ikinci dünya savaşını fırsat bilerek hem Kafkasya hem de diğer Sovyet Müslümanlarını imha etmeye çalışmıştır. Ahıskalılar, Tatarlar, Çeçen-İnguşlar, Karaçay-Balkarlar hepsi vatanlarından koparılarak Sibirya ve Orta Asya steplerine sürüldü. Sovyetlerden sonra Rusya Federasyonu Kafkas halklarına zulmetme görevini devralmıştır. Bugün de sıcak denizlerde yer arayan Rusya, Suriye’de Esad rejimine can simidi gibi sarılmaktadır, Esad’ın çağrısına icabet edip onun adına DAEŞ’i bahane ederek Bayır Bucak Türkmenlerine bomba yağdırmaktadır."

Çerkez Hakları İnisiyatifi Sözcüsü Murat Özden ise Putin'nin 15 yıllık iktidarı sürecinde, Çerkezlerin SSCB döneminde kazandığı hakların budandığını ve "kültürel soykırımın devam ettiğini", üniversitelerde Çerkezlerin ana dilde eğitiminin seçmeli derse çevrildiğini kaydetti.

Kendi ülkesinde farklılıkları susturan Putin'in DAEŞ'le mücadele adı altında Suriye'ye girdiğini ve Türkiye ile uçak krizinin ardından gemileri alıkoyduğunu, insanları tutukladığını belirterek, "Rusya’nın hamlelerine karşı Türkiye, Çerkez soykırımı kartını kullanmalı. Bu aynı zamanda Çerkezlerin de talebi. Rusya’nın elleri o kadar  temiz değil. Biz Türkiye'nin önce Dışişleri Bakanlığı üzerinden sonra da Türkiye parlamentosundan Çerkez soykırımının mutlaka geçirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye’nin Çerkez soykırımını tanımasını istiyoruz. Gürcistan Çerkez soykırımını kabul etti ve Çerkez Soykırım Anıtı dikildi" diye konuştu.

Çerkez tarihçi ve aktivist Murat Yalçın da Çerkez meselesinin dünyada gündem olmamasının nedeninin Çerkezlerin Müslümanlığı olduğunu ifade ederek, "Ermeni meselesinde Batı, medya, politika her türlü kaynağı sağlayarak soykırımın gündemleştirilmesine yardımcı oldu ama aynı Batı Çerkez soykırımı konusunda destek vermedi" dedi. 

Putin’le birlikte Çerkezler için Rusya'nın, Çarlık Rusyasına dönüştüğünü aktaran Yalçın, Rusya'da 2014 kış olimpiyatlarının Soçi'de yapılmasının da yasal olmadığını kaydetti.

Yalçın, şöyle konuştu: 

"Kış olimpiyatları için başka yer bulabilirdi ama Putin, olimpiyatları Soçi’de yaptı. Soçi, Çanakkale Türkiye için ne anlama geliyorsa Çerkezler için aynı anlamı ifade eder. Çarlık Rusya ile Çerkezler savaşında Çerkesya’nın o dönemki başkenti Soçi’ydi. Rusların 1864'te Çerkezlere en son darbe vurduğu yer Soçi toprakları olmuştur. Soçi’nin her yerinde Çerkezlerin mezarı, cesedi vardır. Uluslararası Olimpiyat Komitesinin kararı var; 'Eğer herhangi bir bölgede insanlık suçu işlenmişse, toplu infazlar, katliamlar varsa orada barışın, kardeşliğin simgesi olan olimpiyatlar yapılamaz' diye. Dolayısıyla Putin bu kararı çiğnemiştir, bilerek Soçi’yi seçmiştir. Amaç, Çerkez soykırımını sümenaltı etmek. Soçi’de her 10 adıma bir Çerkezin mezarı var. Toplu katliamların yaşandığı bir bölge. Putin bu hamleyle soykırım kalıntıları gizlemiş oldu. Türk yönetici ve sporcuların Soçi’ye katılmaları ise biz Çerkezleri çok yaraladı. Olimpiyat öncesinde Putin cadı avı başlattı ve mütedeyyin, sakallı olan bir sürü insanı çeşitli bahanelerle gözaltına, kimisini tutukladı ve hala hapislerde yatan var."

Çerkezler olarak sadece kriz dönemlerde hatırlanmak istemediklerini, Türkiye'de 3,5-4 milyon Çerkez yaşadığını ifade eden Murat Yalçın, sözlerini, "TBMM’den yıllardır bir talebimiz var. Çerkezlerin acılarını paylaşmak adına bir karar almalı. Bu da TBMM’de Çerkez soykırımını resmen tanıma olacaktır. Çerkez soykırımını sadece Gürcistan tanımaktadır. Ayrıca Ankara, İstanbul gibi şehirlerde Çerkez soykırımını anlatan anıt dikilmeli, Çerkez sürgünü, soykırımı müzesi yapılmalı" diye tamamladı.