Mihail Saakaşvili : Geri Döneceğim

İki dönem arka arkaya (Ocak 2004-Kasım 2013) Gürcistan Devlet Başkanı olarak görev yapan Mihail Saakaşvili,  siyasetle uğraşmaya devam ediyor. Birleşik Ulusal HareketPartisi’nin kurucusu ve lideri.

Eski Gürcistan Devlet Başkanı (2004-2013) Mihail Saakaşvili ile söyleşi.Söyleşiyi Yapan : Bartosz Marcinkowski Söyleşinin tam metni New Eastern Europe dergisinin son sayısında yayınlandı : Baltık Cephesinde Yeni Bir Şey Yok mu ? 

New Eastern Europe, 28 Ocak 2015

Eski Gürcistan Devlet Başkanı (2004-2013) Mihail Saakaşvili ile söyleşi.Söyleşiyi Yapan : Bartosz Marcinkowski

Söyleşinin tam metni New Eastern Europe dergisinin son sayısında yayınlandı : Baltık Cephesinde Yeni Bir Şey Yok mu ?

Bartosz Marcinkowski:Ülkeniz Gürcistan’da kısa süre önce gelişmeler oldu. Hakkınızda açılan davalardan dolayı geri dönemiyorsunuz. 2015 yılı ve gelecek için planlarınız nedir ? Yakın gelecekte Gürcistan’a dönme ihtimaliniz var mı ?

Mihail Saakaşvili:Son haftalarda birkaç karar aldım. Devlet Başkanı Petro Poroşenko bana Ukrayna başbakanlığı birinci yardımcılığı makamını önerdi. Bu çok heyecan vericiydi. Ama etraflıca düşündükten sonra kabul etmemeye karar verdim. Bir yandan Ukrayna’ya yardım etmeyi gerçekten çok istiyordum ve elimden geldiğince de ediyorum. Diğer yandan Gürcistan yurttaşlığından çıkamazdım. Çünkü Gürcistan’ın da yardıma ihtiyacı var. Yurttaşlıktan çıkmam Gürcistan’a dönüşümü yıllarca geciktirecekti.

Ukrayna ile ilgili faal çalışıyorum. Eski Gürcistan hükümetinin birçok mensubu Ukrayna hükümetinde sağlık bakanı, içişleri ve adalet bakan yardımcılıkları gibi görevler üstlendiler. Yolsuzlukla mücadele ve başka makamlar için de düşünülen Gürcistan yurttaşları var. Bu konularda danışmanlık yapıyorum. Kiev’e sıkça gidiyorum ve deneyimlerimi hükümet yetkilileriyle paylaşıyorum. Ama Gürcistan siyasetiyle de yakından ilgiliyim. Gelecek seçimlerde başarı kazanma şansı olan tek muhalefet partisinin lideriyim. Gürcistan’a giremesem de partinin daha etkin örgütlenmesine yardım ediyorum.

B.M: Partiniz Ulusal Birlik Hareketi’nin parlamentoseçimlerinde başarı kazanması Gürcistan’a dönüş yolunuzu açar mı ?

M.S:Bidzina İvanişvili iktidarı kaybettiği zaman –ki şu anda yakın çevresi aracılığıyla herşeyi kontrol altında tutuyor- Gürcistan’a dönmemin önünde hiçbir engel kalmayacak. Hatta seçimlerden önce geri döneceğimden eminim. Gürcistan ve Ukrayna’da sivil toplum Rusya’ya göre çok daha güçlü. Hiçbir otoriter yönetim halk iradesinin önünde duramaz. Biz halk iradesine her zaman saygılı olduk. Halk değişim istediğinde iktidardan çekildik. Ömür boyu iktidarda kalacağına inanan ve ülkenin kendisine ait olduğunu düşünen İvanişvili de zamanı geldiğinde iktidarı bırakmak zounda kalacak.

B.M:Gürcistan Rüyası Koalisyonu’nun iki yıllık iktidarında başta Avrupa birliği olmak üzere Batı ile bütünleşme bakımından ciddi gelişmeler yaşandı. Gürcistan Rüyası’nın Batı ile yakınlaşma politikanızı sürdürdüğünü düşünüyor musunuz ?

M.S:Euro Meydan protestoları başlamadan birkaç hafta önce Viktor Yanukoviç’le uzun uzun konuştuk.Sözleri Avrupa-yanlısıydı. Bu tip yöneticiler Avrupa’nın lehinde konuşurlar ama sonunda tercihlerini hep Rusya’dan yana kullanırlar. Yöntemleri kaba kuvvete, tam denetime ve siyasal baskıya dayanır. Bu tip rejimlerin Avrupa’ya girmeleri imkansız. Şimdiki Gürcistan hükümeti ülkeyi izole etmek için birçok adım attı. Söylemleri bizi yanıltmasın. Gürcistan’ın yeni savunma bakanı Gürcü subaylara savaşmak için Ukrayna’ya gitmemeleri için şantaj yaptı. O Rusya tarafından finanse edilen, Rusya-yanlısı bir partiye mensup. Hükümet Rusya’nın talebi üzerine güvenlik bakanlığını yeniden kuruyor. Oysa biz feshetmiştik. Rusya etkisini bu bakanlık aracılığıyla yayacak. Rusya bunun karşılığında Gürcistan yurttaşlarına vizeyi kaldırma sözü verdi.

Gürcistan hükümeti Abhazya’dan geçecek demiryolunun yeniden açılmasından bahsediyor. Demiryolu Rusya’ya Ermenistan’daki askeri üslerine ve İran’a erişim imkanı sağlayacak. Rusya’nın başarısı Gürcistan’ın işbirliğine bağlı. Ne yazık ki ufukta Avrupa yok. En iyi ihtimalle Rusya’yı  hoşnut tutma politikası izlenecek veya en kötüsü doğrudan Vladimir Putin’den emir alınacak.

B.M:Bidzina İvanişvili nasıl ortaya çıktı ? Onun öyküsü Rusya’da yatırımları olan ve Moldova mahkemesinin kararıyla seçime girmesi yasaklanan Moldovalı işadamı Renato Usatii’ye çok benziyor.

M.S:Arada hiç fark yok. Usatii -Estonyalı siyasetçi Edgar Saavisar gibi- Rusya Demiryolları ile bağlantılıydı.İvanişvili Gazprom’la bağlantılı. O bu şirketin en büyük özel hissedarı. İşleri Rusya’da ve Rusya Federal Servisi’nden talimat alıyor. Durum her yerde aynı.

B.M:Vladimir Putin’le konuşma şansınız olsaydı, ona ne derdiniz ?

M.S:Hükümete geldiğimizde dünyada hiçkimse Putin’le konuşmak istemiyor olacak. O hükümette yer alıp almayacağımı bilmiyorum ama iktidara gelmesi için elimden geleni yapacağım. Şartlar çok çabuk değişiyor. Putin bir dizi askeri maceraya girişecek. Mariupol’a yeni saldırılar planlıyor. Amacı Melitopol üzerinden Kırım koridorunu ele geçirmek. Donetsk ve Luhansk’dan da parçalar almak istiyor. Ayrıca Putin Tiflis’e yeni bir saldırı için askeri yol yapıyor. Bu Azerbaycan’a saldırmak için de en kısa yol. Bunun dışında askeri kışkıtmalar olacak. Bu da Moldova’da beklenmeli.

B.M:Putin’le şahsen konuşmak nasıldı ? O nasıl biri ?

M.S:Putin her zaman aynı şeyi söylüyordu. Sadece kibiri arttı. Bunları söylemekle kalmadı, yapmaya başladı. Ukrayna’dan her zaman bir toprak gibi bahsederdi. Ülke olarak görmezdi. Gürcistan’a saldıracağını veya NATO’yu sınamak için Baltık devletlerini kışkırtacağını söylerdi. Onunla ilk defa 2004’de konuştum. 2007’de bana Kırım’ın Rus toprağı olduğunu söyledi.Bunları sadece bana değil, Batılı liderlere de söylüyordu. Ama onlar bunları duymak ve tepki vermek istemediler.

B.M:Gürcistan veya Azerbaycan’ın saldırıya uğrayabileceğini dile getirdiniz. Bu senaryonun gerçekleşme ihtimali nedir ?

M.S:Ne yazık ki oldukça yüksek. Güney Akımı hattından vazgeçildiğinde Avrupa Azerbaycan’ın ana alternatif kaynak olduğunu dillendirmeye başladı. Bunu Putin de duydu. Azerbaycan’ı istila etmeyebilir ama ulaşımı, iletişimi veya boru hatlarını kesebilir. Risk unsurlarından biri Rusya’nın Dağıstan’da inşa ettiği ve Gürcistan’dan geçecek askeri yol olabilir. Putin askeri yollar için üç milyar dolar harcıyor. İki şeyi garanti altına almadan üç milyar doları sokağa atmaz. Birincisi, Gürcistan hükümeti yolun 16 kilometresinin Gürcistan topraklarından geçmesine izin verecektir. İkincisi, mutlaka askeri müdahale planları vardır.

B.M:Henry Kissinger gibi etkili isimlerin Ukrayna’daki çatışmanın tırmanmasından Batı’yı da sorumlu tutan sözleri için ne düşünüyorsunuz ?

M.S:Kissinger Putin’e fazla meylediyor.Aralarında kişisel bir ilişki var. Rusya tarihte görülen en büyük kara paraya sahip. Bu para her türlü lobi çalışması için kullanılıyor. Bazı isimler Kissinger’la benzer şeyler dile getirdiler. Helmut Kohl kendisini Rusya’ya borçlu hissediyor olabilir. Gerhard Schröder gibileri ise Rusya adına görev yapıyorlar ve ondan maaş alıyorlar. Henry Kissinger büyük bir lobicilik şirketine sahip. Putin’le ilişkilerini tam olarak anlayabilmiş değilim.

Ayrıca, Batı’da “Rusya’yı kızdıran bizdik” diyen bir düşünce ekolü var. Bu sözü sersemler söyler. Onlara göre Batı ne kadar alttan alırsa Rusya o denli normalleşir. Bu saçmalı. Batı ülkeleri Rusya ile ilişkilerde olabildiğince alttan aldı. Rusya zayıflık karşısında saldırganlaşır. Putin gibileri diplomatik dilden değil, güçten anlarlar. Hitler de böyleydi. İnsan hayatını umursamayan, sadece toprak zaptetmek isteyen herkes böyledir.

B.M:On yıla yakın Gürcistan devlet başkanlığı görevinde bulundunuz. En büyük başarınız ve başarısızlığınız neydi ?

M.S:En büyük başarı zihinlerdeki devrimdi. Gürcistan dünya haritası üzerinde yerini buldu ve bunun geri dönüşü yok. En büyük başarısızlık istediğimiz herşeyi başaramamak oldu. Projelere fazla odaklandık ve başta sahip olduğumuz makro bakışı kaybettik. Ayrıca eğitime beş-on kat daha fazla para harcamalıydık. Eğitim olmadan küçük uluslar kolayca etki altına alınabiliyor.

B.M:Şimdi anılarınızı kaleme alıyorsunuz. Başlığı düşündünüz mü ?

M.S:Ne yazık ki henüz bulamadım. Ana fikir bir ülkenin hiç kimsenin hesaba katmadığı güçsüzlerinin bu ülkenin çok olumsuz jeopolitik koşullar altında hayatta kalmasını sağlamalarıyla ilgili. Henry Kissinger’a geri dönersek, 2008 Savaşı’nın ardından Sarah Palin’e “Gürcistan büyük pokercilerle masaya oturan ve cebinde kartı olmayan küçük bir oyuncu gibi” demişti. Bu aşağılayıcı yaklaşım Batı’da çok yaygın. Olumsuzluklarla savaşmak ve kendini kabul ettirmek bizim için çok önemli.

Bartosz Marcinkowski: New Eastern Europe dergisinin yardımcı editörüdür.

Çeviri : Dr. Ömer Aytek Kurmel