'Çerkesler Tek Bir Ulustur ve Tek İsimleri Olmalıdır' Diyor Bilim Adamları ve Aktivistler


Khabze organizasyonu başkanı Martin Kochesoko, “kendilerini, kendi anadillerinde ‘Adige’ olarak adlandıran herkesin Çerkes olması” nın bir sorun olmaması gerektiğini ifade etmektedir. Onları, Kabardinler, Çerkesler ve Adigeler olarak bölmek, “Sovyet ulus politikasının bir meyvesidir”. Bölgedeki “bütün idari yapılar” bu temelde teşkil edilmiştir. 

Paul Goble, 14 Mart 2019

Sovyetlerin, Adigeler, Kabardinler ve Şapsığlar olarak böldüğü insanların ortak bilinen adları olan Çerkes (Adige) adını sadece karıştırılmaktan kaçınmak amacıyla değil fakat aynı zamanda Rusya’nın güncel sınırları içerisinde ya da dışında, nerede yaşarlarsa yaşasınlar, Çerkeslerin tek bir ulus olmaları sebebiyle ve tek bir isme sahip olmaları zorunluluğundan dolayı, daha fazla insan sürekli bir şekilde sesini yükseltmekte ve kampanyaya destek vermektedir.

Kavkaz Uzel haber ajansı bugün durum hakkında altı uzman ile bir araştırma yaptı. Onların yorumları, konunun kısaca kavranması bakımından en iyi tartışmaları sergilemektedir (kavkaz-uzel.eu/articles/332833/ ve  windowoneurasia2.blogspot.com/2019/03/call-for-circassian-subgroups-to.html).

Bir Çerkes dilbilimci olan Madina Hakuşeyava, Sovyetlerin dil ve halk bölümlemesinin yapay ve kafa karıştırıcı olduğunu söylemektedir. Birbirinden ayrı, Kabardin ya da Adige literatürü hakkında herhangi bir bahis olmaması gerekir: sadece tek bir Çerkes (Adige) literatürü mevcuttur. Bütün bu durumların düzeltilebilmesi için “siyasal isteğe” ihtiyaç bulunmaktadır.

Khabze organizasyonu başkanı Martin Koçesko, “kendilerini, kendi anadillerinde ‘Adige’ olarak adlandıran herkesin Çerkes olması” nın bir sorun olmaması gerektiğini ifade etmektedir. Onları, Kabardinler, Çerkesler ve Adigeler olarak bölmek, “Sovyet ulus politikasının bir meyvesidir”. Bölgedeki “bütün idari yapılar” bu temelde teşkil edilmiştir.

Medeniyet ve Bölgesel Araştırma için Rusya Bilimler Akademisinde bir bilim kadını olan Naima Nefliyaşeva  'Adigeyli’ şeklindeki imalat, tamamen sun’idir”. Bunun tersine (çevirenin notu: iç etnonim-kendi dilinde kendini isimlendirme olarak) Adige, son derece gerçektir: halkın bilincinde ve anadil literatüründe yaşamaktadır. Adige teriminin kullanılmasına itiraz edenler geniş bir desteğe sahip değildirler. (Çevirenin notu: Orijinal röportajda Çerkes etnonimin sonradan yapılan bir buluş olmadığını, bütün dillerdeki bütün tarihi kaynakların Çerkes terimi ile bir dizin teşkil ettiğini, 1920 li yıllara kadar arşiv dökümanlarında Adige etnoniminin kullanılmadığını, bunun yerine Çerkes etnoniminin kullanıldığını v.s söylemektedir). 

Moskova’daki Etnoloji ve Antropoloji Enstitüsü’nün Kafkasya kürsüsü başkanı Sergey Arutyunov, yüzyıllar öncesine uzanan tek bir Adige Halkı ve tek bir Adige ülkesi olduğunu, ve Adige teriminin yabancılar tarafından Çerkes olarak tercüme edildiğini belirtmektedir.

Kabardino-Balkar İnsan Hakları Merkezi Başkanı olan Valery Khatazhukov, nerede yaşarlarsa yaşasınlar ve resmi olarak ne şekilde adlandırılırlarsa adlandırılsınlar, Çerkeslerin “kendilerini tek bir halk olarak telakki ettiğini” bildirmektedir.

Ve şu anda Washington’da bulunan CSIS’ta görev yapmakta olan bilim adamı Denis Sokolov, Çerkesler arasındaki ortak etnonim talebinin, Kuzey Kafkasya’da tek bir Çerkes Cumhuriyeti olarak tercüme edilmeyeceğini, Moskova’nın buna itiraz edeceğini ve bölgedeki etnik karışımın bunun yapılması için çok fazla olduğunu söylemektedir.

Fakat halkın kamusal alanda Çerkes olarak tanınması çağrısı ile aktivistler, kendi uluslarının üyelerini ulusal hareket için bu yeni ajanda hakkında ve dünya çapındaki Adige/Çerkeslerle ilişkiler hakkında konuşmaya mecbur etmektedirler. Internet ile Facebook ve WhatsApp gibi sosyal medya sayesinde bu mümkün olabilmektedir.

“Eğer Rusya Federasyonu, ulusal amaçlı bir devlet olsaydı, Çerkes hareketi gibi projeler, ekonomik ve siyasi modernizasyon için zorlayıcı bir harekete, yeni bir ulusal politika yapılanmasında devletin güvenebileceği yapılara dönüşebilirdi” demektedir Sokolov.

Fakat günümüzde, “ ‘Moskova Bürokrasisi’ nin bu yeni milliyet politikasını oluşturmakta herhangi bir menfaati yoktur” ve süreci zorlaştırmaktadır. “Eğer bir kimse orta vadeden bahsediyorsa, Rusya Federasyonu sınırları içerisinde herhangi bir millliyet projesinin geleceği çok parlak değildir”.

Bununla birlikte, “eğer bir kimse uzun vadeden bahsediyorsa, benzeri milliyet ve bölgesel projelerin gelişmesi senaryosundan başka bir şeyin tahayyül edilmesi mümkün değildir. Bu, şimdi olduğu gibi illegal post- impressionism den tamamen farklı olarak, gerçek bir federatif politik sistem yapılanması ile mümkün olabilir”.

Kaynak: https://windowoneurasia2.blogspot.com/

Çeviren: Dr. Karden Murat

Cherkessia.net, 19 Mart 2019