N.Neflyaşeva:Tarihçi, Afrika bölgesi araştırmaları ve Sivilizasyon Enstitüsü akademisyeni,K.Uzel haber portalda köşe yazarı.
22 Ocak 2016- Naima Neflyaşeva, Kavkaz-uzel
Rusya- Türkiye krizinin sonuçlarından biri, Adıgey'de Türkiye'den gelmiş olan Çerkeslere oturma izinlerinin verilmemesi, aynı şekilde Kabardey Balkar Cumhuriyetinde 30'a yakın repatriantın oturma izinlerinin yenilenmemesi ve aynı sebeplerden sınır dışı edilmesi tehlikesiyle baskı altına alınması gibi şeyler yaşandı.
Bu çerçevede doğal olarak Suriye'den gelen Çerkeslerin durumları da tekrar medya gündemine geldi. Onlar hakkında ise, bu insanlar vatana dönmek için mi, yoksa Avrupa’ya gitmek için mi, Suriye’yi terk ediyorlar soruları da gündeme geldi. Bizde özellikle bu konuyu biraz mercek altına almak istedik.
Rakamlara bakınca 2012-2013 döneminde Adıgey, KBC ve KÇC ne 3000’e yakın Suriyeli’nin geldiğini, bu gelenlerden de 1000'e yakın kişinin ise Rusya’dan ayrıldığını görüyoruz. Bu giden insanlarında çoğunlukla İsveç ve Norveç'e gittikleri bilgisi veriliyor.
Peki neden böyle oldu, bunun sebepleri nelerdi?
Bu kişilerin, geldiklerinde karşılaştıkları ikame, iaşe, eğitim vs sorunları hakkında devletten genel koordinasyon dışında bir yardım alamadıklarını, bu sorumlulukların bölge halkına, o bölgede faaliyet gösteren STK lara ve yerel iş adamlarının sırtına yüklendiğini görüyoruz. Adıgey’e yerleşenlerin daha uygun imkanlara sahip olabildiğini, ücretsiz sağlık hizmetleri ücretsiz dil eğitimi gibi konularda ise, Adıgey ve Kabardey Balkar’a yerleşenlerin daha şanslı oldukları bilgilerini almaktayız.
Diğer taraftan devlet vasıtası ile gelebilmeleri için kişi başına alınan vize ve oturum ücretleri, gelen bu ailelerin 4-6 kişiye ulaşabildiğini hesap edersek bu insanlara ayrıca bir yük oluşturmuştur. Gelebilmiş olanlar da, 3 aylık vize ile gelmiş olup bu üç ay içinde tüm oturum vb izinlerini kendileri halletmiş olmaları gerekmekte, bu süre içinde işlerini halledememiş olanlar ise, Suriye'ye geri gönderilip, tekrardan sıfırdan başlama tehlikesiyle karşı karşıya bırakılmışlardır.
Her türlü yaşam şartlarının imkansız hale geldiği bazı şehirleri IŞİD tarafındn kuşatılmış, tüm kamu hizmetlerinin sıfırlandığı bir bölgede bu insanların oraya tekrar dönüp yeniden vize almasının ne kadar zor olacağını sanırım tahmin edebiliyorsunuzdur. Her ne kadar bu gelen insanlara gerek kamudan, gerekse STK'lardan bir takım maddi katkılar olsa bile maddi imkanlarının yetersiz olması belki de en önemli sorunları olmuştur.
Diğer taraftan, benzer durumda Ukrayna’dan gelen mültecilere Güney Federal bölgelerde Stavropol bölgesinde kamu tarafından gösterilen ilgi ve sunulan imkanları, Suriye’li Çerkeslere yapılan tavırla kıyaslayacak olursak, gerçekten de devletin onlara yaklaşımlarının maalesef hiçte dostça olmadığını görmekteyiz.
Aldığımız bilgilere göre, demografik yapılarını güçlendirmiş, imkanları daha geniş ve refah olan Avrupa ülkelerinin de bu insanları ülkelerine davet ettiklerini görüyoruz. Alınan bilgilere göre İsveç ve Danimarka'dan görevli olarak Suriye’ye gidip, bu insanları ülkelerine davet edip, onlara ücretsiz ikamet, iaşe verileceği ve iş imkanı ve eğitim vaatlerini içeren mektuplar bile dağıtılmıştır.
Bölgede içinde bulundukları perişan durumu, bırakın kendilerini, çocuklarının güvenliğinden geleceğinden endişe duyan bu insanlar için bu tür davetlerin ne anlama geldiğini sanırım tahmin edebiliyorsunuzdur.
Diğer taraftan Rusya’nın son dönemde yaşadığı ekonomik kriz ve kendi halkının durumuna bakacak olursak, resmi kaynaklara göre Rusya yı terkedenlerin sayısının 2 milyonu aştığını görüyoruz. USA resmi istatistiklerine göre 2015 yılında Rusya’dan Amerika’ya Greenkart için başvuranların sayısı 265.000, 2014 yılı içinde ise USA'ya eğitim ve yaşam için Amerika'ya vize alanların sayısı ise 245.000 kişiye ulaşmıştır.
Bu verilere göre sadece 2014’ün Ocak-Ağustos döneminde, Amerika’ya gidenlerin sayısı 203.659 kişidir. Bu gidenlerin de iyi eğitim almış ve maddi durumları bu göçü kaldırabilecek seviyede insanlar olduğunu da lütfen unutmayalım.
Verilere göre, giden kişilerin sayı olarak genelde öğrencilerden, gençlerden, bulundukları yaşadıkları yerlerde öğrenimlerini bitirip iş bulamamış kişilerden olduğunu görüyoruz.
İşte bu şartlar altında, 2013-2104 yılında Avrupa ile kıyaslanamayacak şartlarda olan Adıgey’e gelmişler, ancak 2015 yılında ise bunlardan Rusya’yı terk edenlerin sayısı artmıştır. Bu zorlu imkanlar ölçüsünde bile Adıgey, KBC ve KÇC de yerleşenlere bölge halkının ve kuruluşların çabalarıyla hiç birisi kaçak durumuna düşürülmemiş, onlara ikame iaşe ve eğitim imkanları sağlanabilmiştir.
Suriyeli Çerkeslerin adaptasyon konusuna gelirsek, geçtiğimiz yüzyılda Kafkasya’dan göç ettiklerinde, Osmanlı’ya yerleşmelerinde ki sosyolojik yapılarına bakacak olursak günümüzde gelen bu insanların çok daha şanslı insanlar olduğu açıktır. Çünkü bu insanlar, Suriye’de çoğunluğu iyi bir eğitim almış içlerinde doktor, mühendis, mimarlar olup belirli kariyer yapmış insanlar çoğunluktadır.
Bu gün için Rusya’da bahsettiğimiz Çerkes bölgelerine gelip bir süre sonrada Rusya’dan ayrılmış kişilerin oranı gelenlere göre %40 civarındadır. Bu olayın aslında bölge halkına psikolojik, kültürel ve sosyolojik açıdan büyük bir yara açıp açmadığını belki de zaman gösterecek. Belki de bu olay, Çerkesler arasında mental olarak, kültürel olarak, olumsuz etkilere, çöküşlere de sebep verebilecektir.
Çerkes mitolojisinde ilk çiftçi ve bereket tanrısı olarak bilinen Thağaleç figürü vardır.
Thağaleç dünyadan ayrılırken gelecekte halkını besleyecek 3 tohum bırakır. Gelecekte sürekli olarak kendilerinin de bu şekilde ellerinde tohumları saklamalarını, onları harcamamalarını tembih eder. Eğer bunu yapmazlarsa da yok olacaklarını söyler.
Aslında Tahağaleç’in korktuğu bu buğday tanelerinin kalmaması, açlık değil, halkının içindeki metanetin, umutların, iç özgürlüklerinin son bulmasıydı.
Thağaleç in bıraktığı bu tohumlar, bu halkın elinde yabancı topraklarda da yetişip fidan verecek mi, yoksa ekildikleri yerlerde tutmayıp, çürüyüp yok mu olacaklar?
Bunu zaman gösterecek.
Kaynak : http://www.kavkaz-uzel.ru/blogs/1927/posts/23628
Çeviri : Кушу Ф.