Merhaba Rimma. Röportaj isteğimizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim. İsterseniz önce sizi tanıyarak başlayalım.
İsmim Gukova Rimma Borisovna.
Nalçik şehrinde yaşıyorsunuz değil mi?
Evet.
Sivil aktvistsiniz ve ülkedeki durumdan rahatsız olduğunuz için bazı adımlar attınız?
Sivil aktivist tanımlaması, hayatımın her alanında yerine getiremediğim ağır bir alan. Ama bilmiyorum eğer öyleyse öyledir, bilemiyorum. Ama son olaylar beni böyle davranmaya itti. Gece yarısı patlamaları son zamanlarda sıklaştı, gece üç buçukta bu seslerle uyanıyorsun ve ne olduğunu anlamıyorsun. Elbette bunlar endişe uyandırıyor. Bu olaylar sıklaşınca, tepki vermek gerektiği hissi oluştu. Böylece bir kampanya başlattım, yani her şey doğal olarak gelişti. İlk başta meseleyi düşündüm ama nihayetinde böyle bir kampanya yapmaya karar verdim, anlaşılabilir olduğunu düşündüm. Artık toplumdaki insanların bu operasyonlar hakkında ne düşündüğünün, güvenlik organları ve yönetim tarafından duyulması gerekiyor.
Kampanya, “Yargısız İnfazları Durdurun!” şeklinde adlandırılıyor. Bunu söylemekteki amacınız nedir? Yargının adaletli bir şekilde davranmasını mı istiyorsunuz?
Elbette. Elbette her şey adalete, yargıya uygun olarak yapılmalı. Eğer kişinin suçlu olduğu düşünülüyorsa, soruşturma başlasın. Aransın, gözaltına alınsın, mahkemeler yapılsın tabi ki, ama öldürülmemeli değil mi? Eğer böyle yapılıyorsa demektir ki ortada yargısız yürütülen bir soruşturma var, infaz var. Özellikle bu kişilerin suçlu olduğu, bunların kesin olarak topluma zararı olan kişiler olduğuyla ilgili bir garanti mi var? Öldürülen genç kızlar ve delikanlıların suçlu olup olmadığını bile bilmiyoruz. Suçsuz yere öldürüldükleriyle ilgili bir garanti de yok tabi ki. Kesin ve net olarak durumun ne olduğunun bize söylenmesi lazım. Ne soruşturma, ne mahkeme var, kimi öldürüyorlar, bilmiyoruz. Üstelik bizler zarar görüyoruz, insanlar uyuyorlarken, binalar gece yarısı tahliye ediliyor, insanlar şokta, bu normal bir durum değil.
Anladığım kadarıyla kısa bir süre önce size yakın bir yerde de böyle bir operasyon yapıldı. Siz de ya tahliye edilenlerden ya da antiterör operasyonu bölgesinde bulunanlardan biriydiniz doğru mu?
Ben bir defasında antiterör bölgesi olarak ilan edilen bir yerde iken her şeyi gördüm. Ama bu bir kaç yıl önce idi, operasyon yürütüldü ve her şeyi gözümle gördüm. O zaman operasyon gündüz yapılmıştı. Son operasyonlar gece yarısı yapılıyor, yaşlısı, çocuğu ve hastasıyla insanlar gece yarısı uykularından uyandırılarak şok halinde evlerinden çıkarıldılar. Neden? Eğer siz operasyon yaptığınız insanların suçlu olduğunu tespit ettiyseniz, operasyonu neden gündüz yapmıyorsunuz? Dışarı çıkarmıyor, gözaltına almıyorsunuz, yani halka zarar vermeden bunu gerçekleştirmiyorsunuz. Ardından da mahkeme ve ne gerekiyorsa yapmıyorsunuz. Süreci gerektiği gibi doğru şekilde yürütmüyorsunuz. Bazı gençler suçlu olarak belirleniyor ve her şey bitiyor. Ama bunlar kimdir, mesele nedir belli değil. Böyle yapılmaması gerekir. Eğer savaşta değilsek ve bir hukuk devletinde yaşıyorsak, her şeyi hukuka uygun olarak, medeni ülkelerde nasıl yapılıyorsa, o şekilde süreci işleterek yapmak lazım.
Rimma, sormak istiyorum, acaba antiterör operasyonunda öldürülüp de sonradan suçsuz olduğu anlaşılanlar oldu mu?
Bizzat tanıdığım iki genç vardı. Onların silahlı gruplarla ya da vahhabilerlerle herhangi bir ilişkisi yoktu. Ama biri öldürüldü. Bu operasyon yapılan iki genci ben bizzat tanıyordum.
Kabardey-Balkar’da, Nalçik’te yönetime toplumun tepkisi nasıl, insanlar bu durumdan söz ediyor mu, ruh halleri nasıl?
Çeşit çeşit. Bu konular genellikle internet ortamında tartışılıyor. Farklı yaklaşımlar var, kimileri güvenlik organlarını destekliyor, kimileri gençleri destekliyor. Mesela öldürülen gençlerin yakınları ve öldürülen FSB mensuplarının yakınlarının birbirlerine yönelik eleştirileri var. İnsanların arasındaki bu çatışmanın arttırılmaması lazım. Buna kesinlikle izin verilmemeli. Çünkü sonuç kaos olur. Ben kampanyayı başlatırken, öncelikle bu muhtemel kaosu engellemek istedim. Suçlu olduğunu ispatla, sonra mahkemesini yap. Yani ne polis yakınlarını, ne öldürülen gençlerin yakınları itiraz edemesin. Var olan durum toplumda gerginliğin büyümesine, çözülmelere neden oluyor. İnsanlar birbirinden nefret ediyor, bu normal bir durum değil.
Kampanyanızın haber oluşundan sohbetimize başladık. Kampanya diasporada, özellikle Türkiye’de büyük bir yankı buldu. Belirli bir destek var, bu desteği hissediyor musunuz? Desteğin yeterli olduğunu düşünüyor musunuz? Rusya’da yaşayan Adıgelerin dışarıdan bir desteğe ihtiyaçları olduğunu düşünüyor musunuz? Sizce meseleye müdahil olmalılar mı?
– Böyle bir şeyi, beni destekleyeceklerini düşünmemiştim. Çok memnun oldum ve benim için beklenmedik bir şey oldu. Elbette bizim için, halkımızın büyük bir bölümünün bulunduğu bir yerden gelen bu destek önemli ve desteği yakinen hissediyoruz. Birbirimizden haberdar olmamız önemli, onların bizi desteklemesi bizim için dertlendikleri, bizi merak ettikleri anlamına geliyor. Madem benim kampanyamı destekliyorlar, demektir ki bizim beklentilerimizi, problemlerimizi biliyorlar. Buna dahil olmaya gayret gösteriyorlar, onlar için yabancı değiliz. Bu çok memnuniyet verici, iyi bir şey. Bunun mükemmel bir şey olduğunu düşünüyorum.
Kabardey-Balkar Cumhuriyeti içinde kampanyanızla ilgili olarak emniyet güçleri, hükümet veya insan hakları kuruluşlarından, şu ana kadar sizinle irtibata geçen oldu mu?
Hayır, şu ana kadar böyle bir şeyin olduğunu söyleyemem. Ama kampanyada bazı yorumlar görüyorum. Bu kişilerin kim ve ne olduklarını bilmiyorum, ancak kampanya ile fikirleri uyuşuyor. Rusya’da yargısız infazlara karşı olduklarını ifade ediyorlar. İnsanlar genellikle beni destekliyorlar.
Benim için bu elbette önemli.
Benim için bu elbette önemli.