Valery Dzutsev, The Jamestown vakfı Kafkasya Analistidir
15 Haziran günü Ukraynalı parlamenter Oleg Lyashko Çerkes soykırımının tanınması için bir önerge verdi. Önerge 18. ve 19. yüzyıllarda Çarlık güçlerinin Çerkesleri esaret altında tuttuğunu ve baskı yaptığını vurguluyordu. Lyashko Gürcistan parlamentosunun 2011 yılında Çerkes soykırımını tanıdığı ve diğer ülkeler için bir emsal olduğu gerçeğini dile getirdi.
Valery Dzutsev, 23 Haziran 2014
15 Haziran günü Ukraynalı parlamenter Oleg Lyashko Çerkes soykırımının tanınması için bir önerge verdi. Önerge 18. ve 19. yüzyıllarda Çarlık güçlerinin Çerkesleri esaret altında tuttuğunu ve baskı yaptığını vurguluyordu. Lyashko Gürcistan parlamentosunun 2011 yılında Çerkes soykırımını tanıdığı ve diğer ülkeler için bir emsal olduğu gerçeğini dile getirdi. Ayrıca İsrailli aktivist Avrom Shmulevich, Kuzey Kafkasyalı Çerkes aktivistler Aslan Shazzo, Almir Abregov ve Elvira Kulokova ile Dağıstanlı insan hakları aktivisti Magomed Avari tarafından imzalanmış bir başvuruyu hatırlattı (rpl.kiev.ua, 15 Haziran).
Lyashko sıradan bir Ukraynalı parlamenter değil: Ukrayna hükümetinin ülkenin doğusundaki ayaklanmacılara karşı yürüttüğü operasyonda önemli bir rol oynadı. Ukrayna’da yapılan en son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Petro Poroshenko ve Yulia Tymoshenko’nun ardından üçüncü oldu. Ukrayna ile Rusya arasındaki gerginlik uzun süreceğe benziyor ; Ukrayna, Rusya’nın saldırganlığına mukabele olarak onun iç çelişkilerinden yararlanmak istiyor. Talepleri Moskova tarafından dikkate alınmayan Çerkesler ise başta Rusya’ya tepki duyan ülkeler olmak üzere dış destek arıyorlar.
18. ve 19. yüzyıllarda Çerkeslere karşı uzun savaşlar yürüten Rusya İmparatorluğu nihayet 1860’lı yıllarda Çerkes nüfusunun büyük kısmını kuzeybatı Kafkasya ve Karadeniz kıyılarındaki anayurdundan zor kullanarak çıkardı. Tahminen Çerkes nüfusunun % 90’ı katledildi, açlıktan öldü veya Osmanlı İmparatorluğu’na sürgün edildi. 1864 yılında Çerkes halkını sürgün etme ve öldürme süreci sona erdi. Etnik Ruslar Çerkes topraklarının birçok kısmına yerleştirildiler. Rus çarları Karadeniz kıyılarını bütün Rus ve Hıristiyan olmayan halklardan arındırılması gereken, stratejik değeri yüksek bir bölge olarak görüyorlardı. Buna karşılık, Kafkasya’nın doğu ucundaki Hazar Denizi o kadar önemli görülmüyordu ; Rusya İmparatorluğu orada çok farklı bir politika izledi.
Çerkes aktivist Andzor Kabard, Rusya’nın ilgisizliği karşısında Çerkesler’in duyduğu kaygıları tekrar dile getirdi : “Rusya şimdiye kadar Çerkesler’in batı ve orta Kafkasya’ya (tarihsel Çerkesya) geri dönüşünü yasaklamaya devam etti. Bir bütün olarak Çerkes halkının, Rus Kafkasyası’nın ve Rusya’nın geleceğini belirleyecek olan mevcut koşulların oluşmasındaki sorumluluğunu kabul etmiyor”. Kabard’a göre Rusya, Çerkesler’in yaşadığı cumhuriyetlerdeki Çerkes örgütlerinin ve resmi makamların çok sayıdaki çağrısını görmezden geldi. Çerkesler’in Moskova’dan esas beklentisi tarihsel yurtlarından sürgün edilmiş insanların alt nesillerinin geri dönüşüne izin verilmesiydi. Oysa, Kabard’ın ifadesiyle “Rusya makamları geniş kapsamlı bir propaganda kampanyası yürüterek Rus “fatihleri” ve Çerkesler’in taleplerinin “etkisizleştirilmesini” yücelttiler. Bu kampanya [Dmitri Medvedev’in cumhurbaşkanlığı dönemi de dahil olmak üzere] Vladimir Putin’in iktidar süresiyle örtüştü” (Adyge Heku, 16 Haziran).
İsrailli aktivist Avrom Shmulevich Ukrayna parlamentosuna yapılan başvuruyla ilgili bazı açıklamalar yaptı. Çerkesler’in başvurusuna mukabele olarak Rusya Lyashko’ya karşı ithamlarda bulunmuş ve Ukrayna’nın doğusundaki Rusya yanlısı güçler içindeki Kuzey Kafkasyalılar’ın varlığının altını çizmişti ; böylece Ukrayna Çerkes soykırımını tanımada isteksiz davranabilirdi (avrom-caucasus.livejournal.com, 15 Haziran). Gerçekten de Rusya’nın Çeçenya ve diğer Kuzey Kafkasya cumhuriyetlerinden savaşmaları için “gönüllüler” göndermesinin sebebi, Ukrayna makamları ile Kuzey Kafkasyalı özgürlük güçlerinin arasını açmaktı.
Moskova yanlısı Çerkes aktivist Asker Soht’a göre Çerkes “soykırımı”nın tanınması Rusya’nın iç meselesidir ve “Ukrayna’da silahlı çatışmanın ve insan hakları ihlallerinin sürdüğü bir dönemde Ukrayna makamlarını Rusya’nın meselelerini çözmeye sürüklemek” kabul edilemez. Ayrıca, Soht Ukrayna’nın Çerkes soykırımını tanıması talebinin bir avuç insan tarafından desteklendiğini, Rusya’da ve dünyada hiçbir Çerkes örgütünün böyle bir talebi olmadığını iddia etti (Natsionalny Aktsent, 5 Haziran). Rusya güçlerinin Kuzey Kafkasya’daki rutin insan hakları ihlallerini ve 1990’lı yıllarda Abhazya’daki savaş nedeniyle zora giren ilişkilere rağmen Çerkes halkının Gürcistan’ın soykırımı tanıma kararına olağanüstü desteğini “unutmak” Soht’un işine geliyor. Ukrayna-Çerkes ilişkilerinin geçmişinde çatışma yok. Dolayısıyla soykırımı tanıma ve Çerkesler’in bu kararı desteklemesi Gürcistan örneğine göre çok daha kolay olacak. Çerkesler ve Abhazlar’ın yakın ilişkileri var ; Sohum-Tiflis gerilimi Gürcistan’la Çerkesler’in arasını açmıştı. Ama bu soğukluk, Gürcistan’ın Çerkesler ve Türkiye’deki güçlü diasporaları ile ilişkileri düzeltmek için yumuşak güç girişiminde bulunmasıyla 2010 yılında sona ermişti.
20 Haziran günü çeşitli ülkelerdeki Çerkes aktivistler bir başka girişimde bulundular; Rusya’nın Ukrayna ve Çerkesya’yı işgali arasındaki benzerliği vurgulayarak, Ukrayna’ya Çerkes “soykırımı”nı tanıması çağrısı yaptılar (cherkessia.net, 21 Haziran).
Çerkes aktivistler üzerindeki Rusya baskısı enformasyon savaşıyla sınırlı değil. Çerkes aktivist Andzor Akhokhov yasadışı olarak silah bulundurmakla suçlandı. Daha önce Soçi Olimpiyatı’nı protesto gösterilerine katılmış, gözaltına alınmış ve işkence görmüştü. Künt göğüs travması, kaburga kırıkları ve kafa travması teşhisi kondu (Kavkazsky Uzel, 20 Haziran).
Rusya’nın Ukrayna ile ilişkileri en düşük noktaya inerken, Ukrayna hükümeti Rusya’daki - aralarında Çerkeslerin de olduğu – haklarından yararlanamayan gruplara daha fazla ilgi göstermeye çok istekli görünüyor. Buna karşılık Rusya, Ukraynalılar ile Kuzey Kafkasyalıları karşı karşıya getirmeye çalışıyor. Rusya, ülkenin doğusunda görevlendirdiği “azılı Çeçenler” ve diğer Kuzey Kafkasyalılar’ın Ukrayna halkını korkutacağını umuyor. Ama bu korkutma taktiğinin geri teptiği görülüyor. Öfkeli Ukraynalılar, Kiev’in Kuzey Kafkasya kartını kullanan Moskova ile ödeşmesini istiyorlar.
Çeviri: Dr. Ömer Aytek Kurmel
Cherkessia.net, 27 Haziran 2014